1
Kendini etrafında var ettiğin o boşlukta kaynayan öfke şimdi başka şeylerden sana doğru akıyor. Bu oda senden nefret ediyor. Ana avrat küfrediyor ortada duran sehpa. Duvara çok önceden çakılmış, üzerine asılı hiçbir şey olmayan onlarca çivi, katil arıları gibi... Bir adım atmanı kolluyor çelme takmak için ayağının altındaki kilim. Bu oda senden nefret ediyor ve sen artık delirdin.
2
Göz kapaklarının içinde dolaşan o rengi tekrar görmemek için dakikalardır duvara diktiği gözleri kapandı sonunda ve tuzlu bir sıvıyı akıttılar yanaklarına. Islaklık onun parmak uçlarına dönüştü. 'Bir sabah kör birinin karşısındakini tanımak için uzanan elleriyle dokunmuştu yüzümün iki yanına, dudağıma...'
3
..
sonbaharın ilk rüzgarıydı,
ağaçlardan düşen solgun yapraklar
vücudumdan akan kanları örtüyordu...
gecenin gündüzü örtmesine bi hayli benziyordu.!
..
Kem Tanrı'nın rengiydi oysa,
İnsan gökyüzünü oruspu bir maviye boyadı sadece,
Hepimiz;
Kinleri öfke ile yıkanmış açlıklarını besteler ile süslemiş leriz sadece,
90'lık ninenin tükürüğü gibi,
Ten'imiz sarı,sarı;
Ah bu ağıtlar toz perileri uyumsuz sözcükler ölümler sizler neden varsınız..? ? ?
..
Göz yaşı dahi ürperir umut biterse kalpte
Öfke,yorgunluklar ve acılar gitmez ki ebediyete
Kalanlar dünyalıktır bizler mülk degil ameller almalıydık
Tükettik ameli oysa biz.. biz kalmalıydık! !
Korkularla sakladık masum düşlerimizi
Yaşamak sandık dünyalık hüzün ve sevinclerimizi
..
Her ayrılık birden başlar gönlümde
Islıklı bir rüzgar gibi döner tepelerde
Şahlanır birden hüzün depremlerde
Birden ekilir öfke tohumları yüreğimde
Biz zaten ayrılıkları yorgan ettik üstümüze
Dokunaklı kelimeleri yoğurduk türkümüzé
..
ÖFKE
Kabaran şer damarı
Tadı başka olur
Yıkımı başka
Yürekler kırık
Eller kanlı
Ocaklardan uzak.
..
mutluluk yazılamayacak kadar kirlenmiş bir gölgeden başkası değil,
varlığınla tam olduğumu anlayabilseydin eğer içindeki eksikliklere inat...
anlardın...
anlasaydın olmazdı belkiler dilimizde, sığınmazdık keşkelere, yada bu kadar öfke de duymazdık vaadedip tutulamayan sözlere... varlığının değerini anlayamamışken,
bi nebzze olsun serinletememişken içimde çıkardığın yangını, mutluluk diyorsun, peki öyle olsun...
hiçbir şair duyguya kör değildir, bende olmadım, kalemimi köreltmekten vazgeçmedikçe yersizlikler
ben hep mısralarda kalacağım...
..
MUSİBET
Şer edep duvarını yıktı 'Toprağa taşa bulaştı
Merhametten maraz çıktı' Musibet başa bulaştı
Diller öfke ye kin e nefret e' Eller ataşa bulaştı
..
Sonuç ne olursa olsun git dedin,
Kalemini kırdım dedin,
sözümün eriyim dedin...merhum sevgilim..
Bu sözlerin hep kulagımda,sözlerimin sebebi sevgilim...
Öfke saçıyorsun etrafa..
Bir beni dinlemekten lanet okuyorsun bana,
cennetimin nasihatı sevgilim...
..
İnsan dürüst değilse hiçbir şey değildir
Ve hiçbir şeyi yoktur umudu yoksa
Bu yüzden, beddualar geldiğinde dilime
Vazgeçiyorum o öfke anında bile
Sorumluluğumu savmaktan
Biliyorum ki inanıp inanmamamla değil
Dürüst olmamla
..
Nazar mi degdi bize cok severken
Yine bir inada sarildik iste
Seni hic uzmem kirmam diyorken
Bir ofke yuzunden darildik iste
Aklina bu ayriligi kim soktu
Kim seni kandirdi kim seni yikti
..
Bir anlık öfke ile kızarsam sana,
Git der isem bile gitme.
Gözlerine bakıp sevmedim desemde seni
Ne olur bana inanma.
Söz aramam desemde seni
açık tut telefonunu tutamam sözümü
..
Memleket Sathı; Eğitime ve Öğretime Dirlik İçinde Olmalı! .
= Kayıt No: 000.006 =
Memleket Sathı; Duyarlı Öğretmenlere, Samimi Öğrencilere! .
“DENİZ İŞÇİLERİ” Adlı Romandan Kısa Bir Anlatı:
Ne Kin Duyarlar, Ne De Öfke / Kadın Yaşlandı, Çocuk Büyüdü, Yalnız Yaşıyorlardı / Birbirlerine Yetiyorlardı / Çocuk Delikanlı Oldu, Delikanlı Erkek Oldu { Kitap Adı: DENİZ İŞÇİLERİ – Kitap Yazarı: Victor HUGO – Çeviren: Nesrin ALTINOVA – Yayınevi: ALTIN KALEM KLASİK ROMANLAR/İstanbul/1970 – Sayfa:021 / Paragraf:03,04,05 - Kitap Cümlesi Seçkisi: Kemal KABCIK – ANTALYA - 22 Ağustos 2012 Çarşamba 18:44:32 }
..
Yüreğim Derya Deniz Olmuş
Sıgmıyor Sevgin Artık
Taşıyor Yüregimden Vuruyor
Hırçın Dalgalar Gibi
Ne Bu Şiddet Ne Bu Öfke
Hırçın Dalgarın Çakıl Taşlarını Vurdugu Gibi
..
Savururken postmodern firavun kanlı pençesini üzerimize,
Her sözü köhne ahlakıyla sansürlü ayrı bir küfür, ayrı bir öfke.
Bakışları tek bir insanın olmadığı hep aynı noktaya kitli,
O noktada tutuk nutkunu açan hep aynı nutuk,
Zulüm ele ayağa gelmiş ta karşımızda durur.
Elden ayaktan kesilmişlere bile acımasızca vurur,
Yer çatlasa da, gök delinse de artık acı su yağar yağmur,
..
Söz kalmadı
Harf bitti
Şiir sustu
...........
Kan konuştu
Nefis coştu
Öfke aktı
..
Duygularımı çarmıha germek isteyenler var
Düşüncelerimi, ideallerimi, hayallerimi sınırsız
Ama benim yaşam gibi kutlu bir amacım var
Bilgisi sırsız, anlamı kusursuz, azmi sınırsız
Çok söze, düşünceye, düşe ne gerek var
..
Öfke;
Kan kusuyorsa yürekte
Ağlıyorsa kin kalpte
Eziyet ellerde kelepçe
Acı gözlerde yaş
Kasırga hayatta anılarda
Yerlebir geçmiş bir çırpıda
..
Gözyaşlarını siliyor gökyüzü,
Delicesine öfke içinde denizler.
Yerler utançlardan al al olmuş,
Gölgeler koşuşturuyor duvarlarda.
Yürekler sancılar içinde ağlamaklı,
Karmakarışık çığlıklar kulaklarda.
Bir yerlerde yanlış yapılıyor...
..
döner oldu döner oldu
başım bugün döner oldu
içimde bir öfke vardı
bugün burda söner oldu.
alnımı koydum secdeye
uzandım öte yerlere
..