Vahşi bir hayvan gibi yıllardır düşlerimin zindanlarında mahpus tuttuğum “öfke ve isyanım” başını nihayet umutlarımın rahminden dışarı çıkarırken daha çok beni korkutan bu doğum sancısına mani olmak ve korkuyu henüz embriyo halinde iken onu cenin haline getiren sebepleri umutların rahminde boğmam gerekirdi.
Lakin mücadele için kullandığım yorucu mesai kafi gelmedi.Hiddet ve umudu yitirmekten duyduğum yeis dalga dalga vücudumu sarmaya ve benliğime hakim olmaya yeltenirken, harareti daima artan bu yakıcı hiddet, hasretleri öfkeye, vuslat anının özlemini yalana ve bu yalanlar da beni çıldırtıcı bir düşmanlığa doğru taşımaya başladı.
İçimde var olan tüm kötülükler sanki ölüm uykularından uyandırılmışçasına mezarlarından dışarı zafer çığlıkları atarak çıkmaktalar! ..
Umudu yaratan sebepler “umudun adandığı insanın” gözlerinde ve dudaklarından dökülen ihtiyari cümlelerde üflenen mum ışığı gibi kaybolup zayi olurken, ihtimaldir ki; cenin de doğum anına yol almaya başlamıştı.
İnsanın merhamet dolu yüreğinde” zaman zaman da olsa” dürtülerek uyandırılan ve yabancısı olduğu acımasızlık sanki” ikinci bir kişiliğin” doğumunu müjdelemekte! ..
Hayata bakışın asli unsuru olan” ümit ve tevekkül” cümlesinden mefhumlar, yere düşerek tuz-buz olmuş cam parçaları gibi ortalığa saçılırken yarınların anlamsızlığı gerçek yüzünü göstermeye başlıyor.
Bu günün yarınlara ait çabası ve kurulan düşler artık bir karabasandan farksız. Hangi umutların yarının hangi hayallerinin üstüne bina edileceği tam bir muamma..
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta