Kafası basmıyordu
Rüzgarın
Eseceği yönü
Güneşe soruyordu
Güneşse hiç oralı olmuyordu
Çünkü o hep buralıyım
Diyordu
Rüzgarda yolunu kaybetmiş
Divaneler gibi
Esip duruyordu
Milyon kere esiyorsa da
Kendi memleketlerinde
Alıyordu soluğu
Öfkeyi tanıyordu
Rüzgar
Öfke denilen yaratık
Çocukluğun
Psişik izlerini taşıyordu
Bağıran
Sözde kendini acındıran
Güzel olmayan
Gönül tırmalayan Nağmelerinde
Yüzlerdeki gamzelerde
Dolaysız aldırmayan
Bizi düşünen
Bir yalanı vardı
Aslında tek düşündüğü
Kendinin iç sesi ve yalancı zaferi vardı
Ne yüzdeki gamzelerin
Ne kulaktaki acı nağmelerin
Bitmeyen öfkenin öfkesinin
Söndüremediği bir ateş vardı
Gönlümde
Her bölündüğünde yeniden
Büyüyen
Diğer parçasıyla birleşen
Birleştikçe güçlenen
Bir sevgi vardı
Büyüdükçe yürek
Her yeni
Bölünmede daha çok
Acı çekiyordu
Her acıdan
Her külden
Büyük ateşler yakıyordu
Yandıkça büyüyor
Büyüdükçe yürek
Daha çok seviyordu
Sevdiklerini,
Zamanın esmerliğini,
Acımasız hayatın
İzdüşümlerini,
Ansızın çıkan karşısına
Cevaplarını şimdi
Verecek olan
İçi ısıtası güneşi……
Kayıt Tarihi : 21.4.2004 04:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!