Kimse bilmez ömrümüzün her anı,
Belki bize gelecekten ödünçtür...
Anaların, ataların mirâsı,
En son demde ölecekten ödünçtür...
Gözden imâ, telden nağme, kalpten ün,
Ezber, yazı, tohumlardan ilk sürgün,
Bunca gayret, arayışa ters dürbün,
Bildiğimiz, bilecekten ödünçtür...
Dertli dolap bulağında sorgular,
Bilinçaltımızı deşen burgular,
Alnımızda kan terleyen kurgular,
Hâlimize gülecekten ödünçtür...
Muhabbetin olsaydı bir durağı,
İstemezdik ne yol, ne de ayağı,
Düğün, dernek, görgümüzün duvağı,
Sevgimizi bölecekten ödünçtür...
Ünvan, isim, mevki, makam kaygısı,
Soy-kütüğü, sonu toprak yaygısı,
Ecel korkusuyla mezar saygısı,
Adımızı silecekten ödünçtür...
Yarınlarda gizli dünün vurgunu,
Ezel dediğimiz ebed yorgunu,
Saatin yel kovan akrep oyunu,
Zamanı da delecekten ödünçtür...
Torunlardan emânetse bu güfte,
Ozan dilek ezgilenir sır beste;
Bilge canın tapşırdığı gül-deste,
Mahşerdeki kor çiçekten ödünçtür...
Kayıt Tarihi : 24.8.2009 18:56:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
mana, mefhum hususunda epeyce elekten geçirilmesi gerek diye düşünüyorum.
mesela;'Ezel dediğimiz ebed yorgunu' ne demek? ezel ve ebed tabirleri Allah (cc)için onun sıfatlarının ve varlığının devamlılığı,binihayeliği için istimal edilen müstesna tabirlerdir.bunlar nasıl bir birini yoruyor?
ikincisi;muhabbetin durağı yoktur diyorsunuz.
halbuki her şeyin durağı ve sınırı vardır.bunada'Had' denir.
her şeyin vasatı,onun durağıdır,ifratı haddi aşmaktır.tefriti ise;yetersiz kalmaktır.
muhabbetinde durağı,emr-i ilahi muvacehesinde sevmektir ki;buna,'EL HUBBU LİLLAH VEL BUĞZU FİLLAH' kaide-i kudsiyesi en hayırlı nihai hududu çizmiştir.
daha başka mısraların üzerinde de duracaktım ama iftar vakti geldi,şimdilik bu kadar.
hayırlı çalışmalar.merakımı ve tahlilimi hoş görün hakkınızı helal edin.
TÜM YORUMLAR (1)