Doğallığın ötesinde yağmur yağdı
Tıpkı yapay gelişen duygularımdı
Gözlerimin görmediği şeyi gördüm
Ağlanacak halime çok güldüm
Zaman ülkemin geleceğinde
İnsan çıkarlarına türkü söylemekte
Kullanmak isterdim dörtnala deyimini
Biliyorum ki artık kapandı atların devri
Sakın sorma “peki ne fark etti diye “
İnan hiçbir şey fark etmedi dünden bugüne
İnsanlar attan indi, bindiler makinelere
Kılıçlarını bırakıp sarıldılar tetiklere
Geçmişten topladıkları kinleriyle
Kimi beş bin, kimi on bin yıllık hikayesiyle
Kan döküyorlar insanlık niyetine
Sorsan onlara hiç biri gerici değildir hakeza
Ama beş on binlik tarihleriyle gelirler gaza
Gaz dedimse öyle bitecek gibi değildir ha
Mübarek kuyuları bulunmadı ki kurutula
Sürekli fışkırıyor insanlık aşkına
Bedeli insanlık kanı, dökülür insanlıklarına
Olanlara bilemem ne dersin?
“Söyle güç kimde” bilir misin?
Göstere göstere vuranda mı?
Yoksa kahpece kaçarak vuranda mı?
Bir salvodur hayat savururlar kafana
Kimi açılır, kimi saçılır, kimi kapanırcasına
Hodri meydan ey insan, gel burada kavga
Benim ırkım senden üstün istersen inanma
Yersin kurşunu beynine, niye diye sorma?
Ha benim tarihimde seninkinden üstün ha
Sakın gevezelik edip, lafazanlığa dalma
Bir üstünlük yarışıdır bizimkisi
Gücü elinde bulunduranlar insanlık efendisi
Arkada çıkarcılar var sanki külkedisi
Bir görünür, bir kaybolurlar bu neyin nesi?
Deme sakın, anlaşılmaz boşuna uğraşma
İnsanlık söylemlerin kurşunlanır her gün şaşma
Yasalar değişecekmiş, peh! Ne olacak ki?
Daha öğrenemediler, mesele yasa değil ki?
Yasaları ele geçirmiş siyasi düşüncelerle
Ele geçirmeye çalışanların mücadelesinde
Bende varım de istersen, insanlık düşüyle
Ne çıkar? Sende durursun çıkarın bir köşesinde
Ya içinde, ya dışında, ya da bilgisizce
Düşler kurarım doğallığın ötesinde
Bulut arkası yağmurlar var hem delicesine
Mevsimler şaşkın, silahlar tetikte
Tetikçiler yürüyorlar insanlık düşüyle
Doğal tarihin, kahramanlık türküleriyle
Bir ileri, iki geriye yürüyorlar
Beş on binlik tarihin geçmiş kinlerine
Alınacak gecikmiş kinin intikam düşleriyle
Söyle ey insan,
Senin tarihin mi kutsal, benimki mi?
Senin insanlığın mı üstün benimki mi?
Sen mi cesaretlisin yoksa ben mi?
Bıçak sırtıma dayanmadan bilemem ki?
Bıçak sırtına dayanmadan bilemezsin ki?
Unutma ey insan,
Bir yangın ortasında tarihler yazılır
Yazanların çoğu çıkarcılarca kandırılır
Beyinler yıkanır
İçinden insanlık ayıklanır
Ortada çıkarcılık kalır
Ödülü bolca dökülen kandır
29.07.2010 - İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 29.7.2010 00:13:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Çoban](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/07/29/odul-32.jpg)
Bir yangın ortasında tarihler yazılır
Yazanların çoğu çıkarcılarca kandırılır
Beyinler yıkanır
İçinden insanlık ayıklanır
Ortada çıkarcılık kalır
Ödülü bolca dökülen kandır
Uyarıcı ve ders verici bu anlatım için taktirlerimi sunuyorum.
Bir yangın ortasında tarihler yazılır
Yazanların çoğu çıkarcılarca kandırılır
Beyinler yıkanır
İçinden insanlık ayıklanır
Ortada çıkarcılık kalır
Ödülü bolca dökülen kandır
Öğüt verici ve güzeldi.
Kutlarım.
İçinden insanlık ayıklanır
Ortada çıkarcılık kalır
Begenerek okudum tebrikler
TÜM YORUMLAR (12)