Şu küçücük odama,
Dedim, beni budama.
Bütün sırlarım sende.
Zaman pınarım sende.
Odacık, garip odam;
Sana düştü tek adam!
Yutkunduğu hevesi,
Umut yiyen güvesi,
Sende sancı oldular,
Kale gibi dört duvar;
Bir pencere, bir kapı,
Batsın görkemli yapı!
Ne varsa odamdadır,
Titreyen bacak, baldır.
Hasret dolu geceler,
Dile gelmez heceler.
Gidenlerin ardından,
Tutuşan bu yangından,
Kararmaz sıvaların.
Celsesi davaların,
Açılır, suçlu arar,
Bana cürmümü sorar.
Bilemem neydi suçum?
O yıktığım kale kum;
Başıma bela ise,
Oynatan ela ise,
O etti mızıkçılık.
Pek de yamandı şıllık.
Ya yediğim azarlar,
Söyle niçin kızarlar?
Kodese tıkar gibi,
Kemeri sıkar gibi,
Elleri boğazımda.
İmdat öldü ağzımda.
Öyle gitti bırakıp,
Eşyalardı murakıp.
Beraber yastığımız,
Birlikte astığımız,
Kokusuz çamaşırlar,
Dolapta çığrışırlar.
Ses kesilmez odamda.
Korku tepinir damda!
Başıma iner tavan,
Deprem zanneder duyan.
Her gün aynı terane,
Öküz bakar trene!
Seneler böyle geçti,
Neticesi bir hiçti.
Bu düşmansız kavgadır,
Yalnızlıkmış bahadır!..
Halil İbrahim Alboğa
Kayıt Tarihi : 26.2.2018 01:26:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Halil İbrahim Alboğa](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/02/26/odam-26.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!