(Hürriyet âşıklısı olup da
H.B kıdemliliğinden bir türlü
Kurtulamayan avcılara…)
Günlerin en geçmezini, sende yaşadım oysa ben
Bir H.B’na sığdırdım altı ayı
Zamanın akmasını dilemiştim, bir sel örneği
Ve gördüm; zamanın saatlerce yerinde sayışını…
Gezmek, dolaşmak, yaşamak demek bir yerde,
Özlem duymak hürriyete güvenmek, inanmak.
En acısı; beni bağlamak bu geçmeyen saatlere
Tüm benliğimle tutsaklığın anlamını kavramak…
Omuzlarım çökmüş, kalbim kırık, içim ağlamaklı
Bir önyargı var tüm bölükte, senden yana
Dört duvarın, tutsaklığın, kirli çarşaflarına…
Sımsıcak rüzgârlar geliyor, doğduğum kentten
Geçmişimi yeniden yaşatıyor bana,
Rüzgârıma engel olma…
Şimdi; beni ıpıslak eden yağmurlar yağıyor,
Mutluluk, bölük pörçük avuçlarımda.
Oysa yağmurlar beni ıslatmazdı eskiden…
Akşamın kızıllığı kaplamada evreni,
Gökyüzü bir altın elek örneği.
-Bırakmadın dört duvarım, bırakmadın hala beni-
Kanım tutuşuyor şu kayan yıldızla, damarlarımda
Bir duygu sarıyor, tüm benliğimi
Yüceltip, yüceltip de seni gözlerimde
SARAYLAŞTIRIYOR…
(H.B: Yedek Subay adaylarının, cumartesi pazar günü dışarı
çıkarılmayarak ‘Hafta Başı’ cezası ile cezalandırılmaları.)
Kayıt Tarihi : 22.3.2009 23:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!