Lambası titrek ve süzmeden ışığı
Duvarında kan var,
Yosun tutmuş her yanı.
İçerinde nem var, kin var
Kırık tahta bir sandalye tek dekoru.
Konukları çok haykırmış,
Kabulsu bir oda.
Elleri nefret, gözleri ateşten,
Havasında zehir var,
Kan kokuyor buram buram,
Ve soğuğunda ölüm geziyor usul usul.
Sözleri kirli, özü küf kokuyor
Kalmamış bir damla acıması.
Vuruyor kahpe,
Duyulan kemik sesi
Dağılıyor odaya acı acı nefretin izleri.
Bu oda kirlenmiş yaslı ve gözlerinde yaş var.
Anılara bırakmış artık,
O durgun yerini, kederli sandalye.
Zilli, gözler sürmeli bir kadın olup,
Düşmüş şehir odaya.
Tüm şehir orada, kadın da.
Üç kuruşa satmış şehir,
Üç kuruşa kendini.
Çıkamadı, orada kaldı tüm bildiği,
Gördüğü ve sevdiği..
Bu oda satılmışların evi,
Sesi ve cesareti olmuş.
Öyle ki tüm satılmışlar adına,
Ucu püsküllü küfürlerle
Kan rengini verdiler odaya.
Öyle ki eli kolu bağlı,
Gözlerinde karanlık,
Bu nefreti izleyip,
Sustu o da!
Kayıt Tarihi : 30.4.2010 00:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!