-Sana d’okunmanın son sayfasındayım. Son cümlene kadar geldim; ancak yüklemin yoktu yüreğimde. Öznen olarak sözsüz filmler çeviriyordum.
Susturucu olmayan hasret volkanlarım vardı.
-Tane tane bir tane olmana ısınsı, ışınsı, işinsi, içtensi haller sunuyordu.
-İklimine kadar değişik mevsimlerin tutarsızlığını ıslatıyordu maziden damlayan damlalar.
*Bir yarin gözlerinde kalmış acılar vardı sankilerimde. Keşkeler ekmeğimin üstüne yağ sürülmüş, aman vermeden ama demeden yemeye çalışıyorum.
-Sen hangi kimin komşususun? Nasıl geldin sevda otağıma.Oysa çeperlerim vardı.
-Üstsüz kalmış, kalakalışlarım vardı. Yoğunlaşma yaşıyordu arkaik düşlerim.
-Hasret çerçiliği yapan karışık pizzacının çırağı sözlerim vardı.
Mesela yağmuru şaşırtacak nemli sözlerin var içimde. Gözlerinde kalamadığım tutarsız demlerim vardı, suskunluğuma ilaç olmak için.
-Terk edilen ceylanın yüreğindeki simyayı taşıyor gibi yapma.
-Ben Hüsn ü Aşk ‘ta ki Aşk olup mistik yürüyüşe geçtim bile. Bin bir zorluklar var biliyorum.
-Sana ulaşmak için önce kırk yıllık,kırk yaralı beni bulmam gerek.
Sahi sevgilim ben kimim ya?
-Öperek beni tanıtır mısın dudaklarından dökülenlerle.
Takdiri herkesin huzurunda verir misin sevda öğrencine.Sen okulunu birincilikle bitirmiş ,sen üniversitesinin aşk fakültesini yazılıp senin üstüne, senin üstünde mastır yapmak istiyorum.
-Pinokyoların çevirdiği filmin senaristi olduğumu düşünme. Baş rolde olabilirim; ama burnum uzamadı,sevgim, yüreğim, seni isteyişim uzadı.
-Dejenere uğramış külhanbeylerin eğitimcisiyim. Maçoluğu erkekliğin şanından sayan zavallıların gölgesinden çok uzak büyüdüm.
-Onların insanlık dışı tavırlarından romantik gölgeler derledim. Bir erkeğin sosyal atlasında bütün renkleri topladım kendimde.
-Beyinsizlikleriyle beylik lafı taşıyanların aşıcısı değilim. İğneci değilim kadını inciten tenlerde.
-Don Kişotların donsuz gezdiği sevgi turfandasında yetişmedim.
Önce adem,önce adam, önce şair, önce yazar, önceden önce ilim aynasıyım
-Denizkızlarının bekaretine dokunan acemi yüzücülerin ıslanmış gerçeğinde yüzmedim hiçbir zaman.
-Kader sana mahkum düşler sunmasın. Her nefeste sitemlerini saklama nefsinin ön belleğinde.
*İnsan olmak için, insani kalmanın masalını yazıyorum
Seni göğüme aşk kıldım. O gökten üç elma düştü bir hayale.
-Biri, ben, biri sen, biri salıncakta sallayacağımız hayalimizin aşk ruhu.
Okuma yazması kursuna giden Leyla’nın ilk öğrendiği kelime Mecnun olursa, bu aşk okulumuzun son dersinde ilk söylediğin sözcük kalır beynimin önsüzünde.
-Üst benliğin sen katında kimlik karmaşası yok; ama versiyonların bir biri dökülüyor ömrüme.
Kayıt Tarihi : 28.1.2012 00:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hayrettin Taylan](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/01/28/obsesif-hallerin-var-ilim-soslari-yetmiyor-mulnaz.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!