Şu şişmanlık gibi bela var mı, insan oğlunun başında
Yükleniyor tostçusu, hamburgecisi ekmeğinde aşında
Biraz hareket edeyim desen, hemen servis önünde biter
Aman evladımın tüyü uçacak, diye analar feryad eder.
Sonra makarnalar, köfteler hazır ketçaplar soslar sıkılır
Ne kadar ıspanak pişirsen, salatalar yapsan ondan, bıkılır.
Oturdukça oturulur, televizyonun karşısında uzanıp yatılır
Mısır patlangacıyla, nice sandviçle bir ömüre ömür katılır.
Domuzlar bile size imrenmeyle bakar, siz onlardan semiz
“Çok yemedim”, ama, demek iştahınız biraz açık dediniz.
Olur olur bu kadar iştah nasılsa kadı kızında bile bulunur
Butlar bile dolar, kollar mollar, şallum şullum sarkar durur.
Uzaktan bakınca sanki bir heyüla dağdan yuvarlanıp geliyor
Bir çığ gibi insanları sarıp durmuş obezite insanı gebertiyor.
Ne olacak bu şişmanlığın sonu, sonunda birbirimizi yiyeceğiz
Bütün bir çarşıyı bitirince,aman of, daha doymadık diyeceğiz.
Hey Allahım, milleti bu hale getiren nedir; bu neyin cezası
Bütün insanlığın rızkını kesersen, işte budur sonsuz ezası.
Ye, iç dua et.. Etme hiç hareket; spor yok, hiç elem yok
Sonunda budur olacağı, söylenecek söz, bilinen kelam yok.
Ey insanoğlu, budur senin cezan, otur yerinde kımıldama otur
Ey dai sen de buna dahilsin, koşanlara, yüzenlere bak da kudur.
Kayıt Tarihi : 16.2.2012 00:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!