Güz yapraklarının düşüşü gibi geçiyor zaman
Gözlerinde bulduğum sonsuzluk
Ufukları yutan bir deniz olup
Bozkırlar gibi uzanıyor ötelere
Güneş,rüzgarlar,yükselen buğu,hayal,avuntu,kokular...
Her şey karmakarışık
Kendimi kaybettiğim yerden
Ben’den ben’e uzanıyorum
Bütün yolculuklarım sana varırdı
Şimdi boşluğa yapışıyor adımlarım
Yüzümde donuklaşan eskimiş üşümelerle
O el’i arıyorum
Kaçıncı kez yenik düştüğümü bilmeden
Bastırılmış susuzluğum yer değiştiriyor ağularla
Gölgemi yalnızlığın dip dalgaları yutuyor
Maviye iz bırakıyor Kız Kulesi
Enginlere çarpıp parçalanıyor bakışlarım
Derken onlar da
Martılara teker teker yem oluyorlar
Bir ses,bir gülüş usuldan usula kıyıya düşüyor
Başka yönler…başka yollar...başka yaşamlar ne değin çok
Sırrına eremediğim bir gün batımı içinde
Bilincim benden kaçıyor
Biliyor musun,
Utandığım çaresizlikte yankılanıyor gülüşmeler
Ne'yim?
Neredeyim?
Sahi kalabalık içinde yalnız kalan o tek ne?
Yoksa ben miyim?
Neden yan yatmış da günlerdir suskun durur
Salacak sahilindeki o tekne!
Kayıt Tarihi : 13.5.2009 19:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tebriklerimlerimle gönül dost'u..
Hürmetlerimle.
Ben o en geçirimsiz toprak killi gibi duran
Beni benim içime hapseden...
TÜM YORUMLAR (93)