O Konu Böyle De Oluyordu veya Olmamak

Romantikoss Favorites
355

ŞİİR


28

TAKİPÇİ

O Konu Böyle De Oluyordu veya Olmamak

ibrahim
İki zavallı mızrak biz
İnsanların arasında
Artık yok yerimiz
Bir ok atımı mesafede
Sessiz kaderimiz
Tam isabet gerçeklere
Vuruyor her yalan
Bu da şiir değil de
Sonradan doyan

musa

Mümkün mü bugün seni de anmış sayılmam
Acaba hiç aklından geömemiş olmam imkansız mı
Ne alâka şimdi demiş miydim ben de
Sonra sadece iki satırla açıkladığın her şeyi kendim yazdım sandım değil mi
Acaba kimseye lâzım oluyor mu açıklamaların
O kadar soru soran birini neden sevdin
Bütün gün benimle hiç konuştun mu yani
Neden gerek duydun konuşmaya
Ne sordum
Aslında ben o konuyu bilmiyorum
Kendimi kandırsaydım
meselâ bir şarkıdaki gibi
Bütün günün hesabını tutamaz yılların en güzel yanıtları
Ben senin kadar güvenmiyorum kendime
En çok umutlanması gereken de benim
Korktum diyelim ki
Ne yapacağız şimdi
Bu korkunç adamları neden gösterdin yine de
madem tek kelime bile etmedin

süleyman

İspat et sevdiğini
Bugün sabahıma hafif bir rüzgârla dokunan sen değil miydin
İspat et bakalım güzelliğini
Benimle tek aşık atmayan sen miydin
Herkesin içinde kalbine kana kana suyunu içtiğin için o aynı sözünü tutanın ezgisini
Anlayamadım sempati duyduğunu
Bir kişi bile güzel bir söz söylemiyor arkandan
Sırf kadının biri çirkin diye
sürekli belki dedirttiğinden
Beni bugün hiç sevdin mi
Beni kıskanmıyorsun artık
Hiçbir sevgi dokunmuyor rüzgârına ellerin kadar
Sevginin tanımını senin belirsizliğin süsledikçe acıyorum kendime biraz kötü giyindim
Neydi o kitabın içindeki eli kalem tutan deli
Sevmiyorum anlasana
Bıktım artık sensiz sanılmaktan
Eteğin ucundaki çiçekleri rengi sarı diye yakarken
Asırlardın kızmadığın kadar
kızgınım bugün ya
O da yok

muhammed

Ölüsünü dirisini
Bana musallat etme öylesini
Öğrenmiş adı gibi
Bilemiyor nesi lazım
Bana demiş kara kedi
Sana lazım iki deli
Eli doluymuş
Biri okusunmuş
Gözü görmüyor mu
Sana tapmıyormuş
Sözünü tutmuyormuş
Hayata bakmıyormuş
Yaşamaktan saymıyormuş
Çok lazım olmuş dublaj
Hiç bu yanda tatmıyormuş

Sen de etme
Sen de eyleme

zülkarneyn

Bugünün rengi sapsarı güllerin bembeyaz papatyaların ortasındaki ayçiçeği
Rengi güzel ve turuncu seviyorsan almalısın bir külah dondurma daha
Yağacak gibi yağmur dalından da koparılmış da
Bana hep en son hali ulaşıyor sanki sevginin üstünde resimlerin var diye
Neden gülmüyorsun
Neden burnunda tütüyor her şey
Nasıl yazdın ona
Benden daha zeki daha kıvrak
Kalaycı geldi eve yalan değil
Ben başka bir hikâyede aradım dünü ama yoktu
Sesinin asıl ezgisi
Ruhunun en derinleri
İnceldikçe kopacak gibi can yakan
Alçaldıkça düşecek gibi
Kuşlara inat ortalığa saçılmış tüyleri
Dargın kaldırımlar
Kirli
Neden görmüyorsun

isa

Beni düşünmeyin
Ben bulurum evi
ben yolun ortasında
sen her köşe başında
Nasıl anlasınlar bizi
Mutlaka biraz erken uyanmak için
Eminim karıncalar geziyor üzerinde ellerinin
Bence sakıncası yok zaten defterin bitmesinin
Sen asılsız deme
ben derim
Yaranı göster ki merhem olsun dilleri
Sonra bakar da bulursun belki az daha yakın duran birini
Ama çiçekler kadar etmiyor
Şu ayçiçeğinin zulmü
Yetmiyor
Neden bakmıyorsun

Kelimeler kapıldı diyorum

ben

Sen salyaları akan canavarın siyah tüylerinde gizlenmiş bir karanfil değilsin
Ben bugün çıktığım yolda ilk kez hissettiğim gibi masum bir su damlasının uyumunu bulmuş gizemli bir hikâyede yılanların sıkıldığı gibi
Sarkık yanaklarında bulduğum ani çılgınlığın bir büyük buzdan bıçağı sırtıma sapladığı ucuz satıcının hırsı yok
Kuralların başında gelen en büyük yasağı ezen bir kıvılcımın başladığı büyük yanardağın ortasından akan ruj lekesi burada var mı
Sakin ol canım daha başlamadık
Birazdan her şey noktası virgülüne kadar senin olacak
Yeter ki böcek dolu kâseden içtiğinde ağzında kalan kan kokusu sana özel bir intikam yolu bulsun damladığı tozlu rafın üstünde tertemiz bir leke bırakırken
Canın yanacak olsaydı biz de ölmezdik belki aynı şeyleri düşünürken bir karabasanın ipucu durumunda kalmış silahlı ve sabıkalı timsahın açtığı ağzında ezilmeyi bekleyen bir çiçek dalı
Çiçek suya düşmüş de
Dedim ki aşk bu

lut

Sen tek çare oldun
Yanımda kitabımı
Elimde imanımı
Dilimde inancımı
Yolumda kendini gördün
Şimdi bir yaprak düşse
Söyle sen neden öldün

adem

Kaçma artık uzağa
Düşme benle tuzağa
Bir kaç çare daha var ama
Senin adın kahkahada
Bir gün olsun yok edersen
Ağlayanlar düştü dara
Söyle sen neden gömdün

Sen tut yıkılan taşları
Ben adını sayıklarım
Sen son ver olanlara
Ben senin için de bulurum
Sen yaklaş aynaya

kavimler

Hiç düşündün mü çalıntı yazı rehberini
Ben sana saklıyordum bunu ama artık aklımdan alıver minderi
Saygımı koruduğum yok
Hep benimdi
Asıl rengi turuncuydu
Ama yağmur yağmadıkça
Güneş de açmayacak hani
Bugün biraz dargınım düşlerime
Asıl nedeni bir ezbere dayalı
Sonsuzlukta asaletin eli
Belirgin bir zamanda
Ay samanda diyecektim
Neden düşünmüyorsun

Harun

Hiç bakmadan boyadım ben de
zamanın hiçliğinde
tek cevap vereni
bana tek kelime etmezken

Hiç sormadım güzel mi diye
tam kopyası oldu
elinin değdiğini anlamadım
ama
hazırdı hep nasihat

Gerçekten beğendim
bana verdiğine benzemeyeni
pek amacı yoktu zaten
yine de anladık kim olduğunu
zaten hayat

İncecik mavi bir çizgi bağladı hepimizi bir an
Kimse sevmedi
Ben bile
Sonra seni gördüm
Sessizliğin var olduğu yerde

Hoşça kal demeden giden tek şey gibi
zaman

Sevinmeden çok
Ama hiç üzülmeden

yecuc mecuc

Umarım tepenizde 7 de şeytan dikilir
Sordukça kendisini size bitleri dökülür
Umarım lanetlenmiştir de bulamazsın yolunu
Sordukça bu dünyayı verir eline baltayı

Siz insana neler yazdırırsınız
Siz insanı kutsal kâseden okutursunuz
Siz insanı yaşadığı aşkta kurutursunuz
Siz insanı çiçeklerin arasında kalemlerle avutursunuz

Umarım görünmez yüzü yokluğun
Düşünmez sizi asla yüzünün aklığı
Umarım korkunuz sizden önde gider de
Bulamaz sizi harflerin açlığı

Sapık sapık

peygamber eşleri

Artık inanmazsın bana
Ben sana inanırım
Sen cevap vermezsin bana
Ben senin kızgın yanın
Sen kolayca anlat yine
Ben anlar da övünürüm
Sen unut bu şiiri
Ben sana tutunurum

Sen artık asi değilsin
Biz artık konuşamayız böyle

sare

Bugünün son saatleri biraz az konuştuğumu düşündüğüm bir anda beni gören bir sayfa kâğıt neden yazmadın dedi

Yarın için planlarım var ama aslında hayatımın en uzun soluklu kararlarını almak için seçtiğim bir renk gibi gökyüzü

Sabahları hayallerin uyandığı yerde yoktu belki son bakışın ve ben asla unutmadım bana verdiğin sözü

Yüzyıllardır süren bir anlaşma var ki senin de olsa benim de olsa üzerinde bulunduğumuz ayak bastığımız yer sarı yapraklarla dolu bence

Çok sevdiğim bir konu var onu da kimseye danışmak zorunda değilim yani sadece inandığımda sevmek de

Ne kadar uzak olsalar da aynı konuya başka açıdan bakan milyonlarca insandan biri gibi değil tanıdıklarım

Çok şey öğrendiğim bir yer var ve o aynı masada şimdi otursaydım bence beni anlattıklarımdan sorumlu tutarlardı

Güzel bir şarkıyı bir daha söylediğimde benim de aklıma yatmıştı kayıkla gezerken biraz güneşe kendimi vermek

Kimseye borcum yok ve almak istediğim çok şey var hayattan ve bugünün tek anlamı bana lazım

Paylaşmanın iyi yanı bazen aynı nedenle sevinmenin değerini bilmek bazen de unutup gitmek

Şimdi söyle bakalım
bölüştüğün ekmek diyorum
bu ekmek

belkıs
Büyük bir düşün içinde yalnızlığın kahrını çekerken diller
Ağlayan gözlerinin kalbi kimde bilmeden inkâr eder ağlar
Sanma ki senin için yaşamıyor sadece bir kelimede bir hayat bulanlar
Senin saatin birazdan benim için çalarken ben de artık biraz kırgınım
Gelmeden yanımıza boş ver derken hayâllerinin prensleri ve hiç yoktan iyidir bazı kederler
Sen benim dürüstlüğüme vuruldun belki geçmişten beri tek arzum vardı diye buna derler
Doğru evet yalan değil bence de herkes anlamaz bizi ama mutlaka merak ederler
Senden bir daha duymak isteyeceklerim arasında bir tek sen varsan bana ne diyecekler
Aslında hep sitem ediyorum öyle mi
Sen hiç kızmadın bize mümkün mü
Artık yalnızlığın yanına bir de iyi duygu bir de güzel söz koy da duysun bizi inananlar
Onlar beni duydukça inan
İnkâr ettikçe dayan
Sana şimdi ne soracaklar
Bağlanmış diller
Susalım oldu olacak

yahya

Bilmiyor insan
Ne bilmediğini biliyor insan
Sormuyor insan
Anlamadığını sanıyor
İnce bir ruh
Sade bir yaşam
Basit bir mutluluk anı
Kolay bir koşturmaca
Belki hepsinden önemli
uyku
Belki daha az kaldı şimdi
uğuru
Ama o sabahın nuru derken
Ama o güzel günlerin her anı derken bile
Bütün bunları kaybediyor
Sevmiyor insan
Sevdiğini sanıyor

zekeriya

Aklımı kaçırdım sanma
Bu sorunla beni bırakma
Yanında kötü bir yazı dolu kağıtlarla
Beni başbaşa bırakma ağıtlarla
Tesellisi yoksa yarın olacak mı
Güneş doğarken sabah olacak mı
Yalnızlık sadece beni aynı yolda solacak mı diye
Bu sorunla beni yalnız bırakma

meryem

Ruh kader değildir
Kader ses değildir
Sorunlar kitap değildir
Sormasa bize yeri değildir
Dağa inene inanan yoktur
Aklı olana dünya dar gelir
Çare bulana sormak az kalır
Küçük bir bölümü bir harfe sığar
Bulan kurtulur ama anlayan azdır
Bir korku anında razı olacak şey yoktur
Bir güzel diyene anlayış katmak zordur
Sabrın sonunu insan ancak sonra görür
Aslı yoktur olanların ama sorsan bir ders lazımdır
Herkesin derdi aynı zannederken senin için sorun yoktur

semud
Şiirler elimde değil
okumuş gibi değiller bilenler
yazmış gibiler
önce bana anlattılar
Sonra okudum biraz
beni çok sonralarda görecekler
Şairleri tanımıyorum
bana hiç bahsetmediler
tuhaf bir sırmış bu bazen
Sanki herkes görecek bir gün
onlar da çağıracaklar
Bir iki bestesi var sözlerin
çoktan hiçliğe karışmış notalarda
yankılanan bir sesi yok bizde
her zaman olduğu gibi değil
her zaman durduğu yerde değil
eserleri sade
konular hep bizden yana
kendileri ise her nedenle anlatmış
bir nedenle de anlamışlar
Bu açıdan bakınca resimlere
açıklanacak gibi değil şiirlerde
Kimse gerçeği boyarken
görmek istememiş bazen bir dere
bazen bir minderde
Filmlerde doğaçlama sahneler var
Filmlerde bir koşan bir kalan bir bakan bir de gören
konular herkesin en sevdiği yerde değil
olaylar en güzel kalemle ele alınmış
Yaşananlar yapılanlardan ibaret değil
en içten dileklerle karşılanmış
Sevildiği kadar sevmek akıl kârı değil
Bilindiği kadar anlamak da değil de
Paylaşılabilir bir şey olmuş her zaman
ne bir delil
ne de bir deli
Sadece her duyguya hizmet ettiği gibi
sevginin en saf sunumu
hayatın en masum yolu
Her zaman gerçek değil

lokman

Sen asaletin asla kirlenmediği duraktasın
ne anlatsam boş artık
bana özel bir yapraktasın
Benim yaralarım kan kırmızısı
sen allı pullu bir mısra katmaktasın
Senin yüzün asılmadığında
yanımdasın
Sonsuz cezalarınla yakına gelince
beni sevdiğini unutmaktasın
Sen aslında yalanın asi duruşu
ama ardında bıraktığı çölde yoksun diye
bugün her yerin yosun oluşu
Basit bir cümleyle içine su serpenler
bugün beni havuzbaşında bile üçle çarparken
Sen dünyaya meydan okurken ağaç
ben senin adını her andığımda dünyada
bir asılsız ihtiyaç
Karnesini almış sonsuz mutluluklar
asıl noktayı koyamıyor akıl ve kumar
Karamsar olma bugün bana yardımın var
sırada ne var
Sen açılmış bir kitabın cahile dönük sorusu
ben aynı yolda yürürken ispat edemediğim
bir köprüyüm
Yazılara dokunan eli
Anlamak istersen sabahın körü

Ben bir ölü oyunun çok dışında
Sen mavi bir çizgi daha

ad

Güvenin mi sarsıldı şimdi
Doğru olduğundan eminim diye
Bin sayfanın tamamı senin diye
Bir kişi bile bu kadar emek vermedi diye
Herkes nabza göre şerbet veriyor diye
Sarsıldı mı evin

İşte o zaman evin senin evin

lut

Dev bir ses beni duyurdu
ne müzik severdi
ne kitap okurdu
ne sanattan anlardı
ne de kumaş dokudu
Sadece bana duyurdu
kendisini bir duyan olduğunu

Yazsanız roman olurdu

sahabiler
Boş bir kâğıt değil mi yazmaya değer bulmadığın
Aklının ucundan geçti mi bana çok kırılacağın
Sıra çok kızgın bir küfürbazın anlayış gösterdiği yerde
bekleyen acemiliğin
Onlar da seni sordu
Söyle ne diyeceksin
Beni zehir et istersen
Bana uyar yazılanlar
Ben anlarım
Sen gülersin
Bak buna sanat sever derim
Sanat
Olmuyor
Neden bilmiyorsun

Alkışlayın haydi
Turuncu mu turuncu
Güneşin yerini alabilir
Elbette
Ben adını anmaktan aciz bir kör
Onlar mutlaka seni tanıyan bir kahkaha seli
Şimdi nakış ol da bakalım
Alkış ol da bulalım
Aşk ol
Aşk
Yok zaten
Taş ol
Neden sevmiyorsun

Zenginin duygu seli
Zenginin ederi
Zenginin beteri
Adını sen koy
Sonunu bekleme taşla
Belki yorulur ölür de
Bulur sizi bir ayyaş da

nuh gemisi

Lafının arkasında dur
Yollama bana boş konuşan çakıl taşı
Her gün yazsam azdır
Hani bunun asıl silahı

Kardeşlik
İnsanlık
Birlik
Kuvvet
Beraberlik

Yollama bana gereksiz aşk şiirleri
Çekil yolumdan zalim deli

İşimiz bu
Belli
Belli

Yusuf

sen iste dağlar yürüsün
sen iste güller konuşsun
sen istersen kabul olur hislerim
sen istersen görünür bana da yolum
ama sen iste

kardeşleri

Beni kurtar

Bana nasıl kıydın ki şimdi herkesin içinde senin adınla hava atarlar
Biliyorum ki beterin beteri var

...

Romantikoss Favorites
Kayıt Tarihi : 12.6.2025 15:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!