Sessiz sedasız fısıldaşıyorlar aralarında
Yemekleri dudakları ile kaşıkları arasında
Bir volkanın lav külü
Yağmur yemiş toprağın güneşi görünceki buharı
Kimse bilmez ama bütün sonlar başlangıçta başlar
Bir fırtına patlak verir yeni uyumuş uykusuzluğumda
Duvarlara bakıyorum günün bir çok zamanında
Duvarda eğilmiş bükülmüş ağaçlara
Sokağa dizilmiş kaldırımlara, dökülü çakıllara asfalta
Taş işte, tadı yok kokusu yok
Nefes alması desen o da yok gerçeklik gibi
Rüzgara dokunuyorum arada
Artık soğuğu hissediyor muyum ne
Sar beni, beni kendine büyütüp besleyen o karanlık gece
Düşünüyorum, artık düşünebildiğim kadar
Düşleyebildiğim kadar
Gelse, ilişse üşüyen yanlarıma
Kapatacağım rüzgarlara açtığım tüm kapıları
Ve pencereleri ve perdeleri
Örteceğim üstümü kat kat o karanlık gece ilişmesin diye
Zemini siyah ağaç kendi beyaz, inatlaşırcasına siyahla
Balkonda kurumaya yüz vermiş ağaçlar
Cam önünde güneşi bekleyen kahverengileşmiş yaprakları olan
Beyaz çiçekli, beyaz saksılı nergis çiçeği
Ne hasretler biriktirdim bütün kahve renklerine
Ve orta şekerliden hallice bir aşk kahvesine
Bugün de yorgun
Kırılmış, incinmiş bugün de
Dün nerede bıraktıysam
Sahi hiç bırakabildim mi ki
Reşat Öztoprak
Reşat ÖztoprakKayıt Tarihi : 27.1.2019 00:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!