-Lütfen, bütün salon seni dinlemek için heyecanla bekliyor Sesa, yapman gereken tek şey sahneye çıkıp kitabından bir bölüm okumak, hem sen de biliyorsun ki bütün salon merakla bekliyor yeni kitabını, ama sen, sen ne yapıyorsun Sesa, çekip gitmek istiyorsun hem de şimdi, bunu düşünmek bile delilik..
- Bak Penh, şu kalabalığa bak, benden istediğin şey kitabı cilalamak. Niye buraya kadar geldim ki diye kendime öyle kızıyorum ki, kendimi tanıyamıyorum artık, ben bunun için yazmadım, bu insanlara bir şeyler anlatmak için yazmadım, kimseye bir şey anlatmak için yazmadım bu kitabı.
-Ah Sesa, neden böyle yalnızlığa sürüklüyorsun kendini, dışarıdaki yavan insanlar değil bunlar, seni incitmek için değil, yazılarında kendilerini yaşayanlar bunlar, senin yazılarında Sesa, senin.
-Anlamıyorsun sevgili dostum, ben yazarken ben değilim, niçin yazdığımı hiç merak ettin mi, öğrenmek ister miydin?
-Lütfen, kesinlikle
-O zaman bu gece beni bir tek sen dinleyeceksin, içerideki insanlara da rahatsız olduğumu çıkamayacağımı söylemeye yine sen açıklayacaksın...
-Ama.
-Lütfen Penh sadece dinlemeni istiyorum, yirmi dört yıl önce seninle de tanıştığımız o "soğuk" akıl hastanesine girdiğimde aslında görünürde hiçbir şeyim yoktu, aslında olmadığım ama olmak istediğim insanı oynuyordum etrafımdaki insanlara, çünkü sıkılmıştım, onlara benzemekten hep korkuyordum. Ve hep o insanlar tarafından dışlanan, ama şimdi beni çıkarmak için didindiğin bu sahneye çıkan bir deli olmak istiyordum, okuduğum biyografiler de bu özendirmede çok yardımcı oldu diyebilirim, sahte titremelerle, sahte karanlıklarla, beş kuruş değeri olmayan sözler yazılarla, ucuz aykırı haraketlerle insanlara farklı görünmeyi başarmıştım, ve o son sahneyi de oynarsam artık O olabilirdim diye düşünerek intihara giriştim, ailem beni akıl hastanesine yatırdı. Herkes bana acıyordu biliyorsun sen de yaşadın fazlasıyla. Ilk günler mutluluktan uçar gibiydim. Dışarıda bana hayranlıkla bakıyordular, o yazılarımı haraketlerimi destekleyenleri gördükçe göklere uçuyordum. Ama sevgili dostum üç gün sürdü sadece üç gün.
Çünkü olmak istediğim kişiliği tanımadığım hatta onunla uzaktan yakından alakam olmadığı, o kadar acı bir şekilde yüzüme çarpıyordu orada her an.
Ve o zamanlar kaçmak istedim, normal bir insan olduğumu haykırdım, dışarıda olmam gerektiğini söyledim söyledim söyledim... Sonuç deliligi kabul etmiyor tanısıyla odaya kapatıldım. Ben hatamı farkedip geri dönmeye her çalıştığımda daha da hatama kurban oluyordum.
Sonra Zlarm adında başka bir hastayla karşılaştım bir gün bahçede, ve uzun zamandır dışarıyı görmediğim için gördüğüm ilk insana sarılmak onunla geç saatlere kadar konuşmak istedim ki Zlarm'i gördüm. Koştum yanına merhaba dedim, Zlarm, sanki daha dün yaşadığım halen unutamadığım o cümleyi söyledi " Ne olur benimle konuşma, yanındaki insanların bana öyle bakmasına dayanamıyorum "
ah sevgili dostum, anlamadım onu, ben konuşmaya devam ettim ve o an Zlarm başını dizlerinin arasına almış biçimde oturup aynı cümleyi tekrarlamaya başladı, beni uzaklaştırdılar ordan, yanımda kimse yoktu neden böyle demişti o diye düşünmekten geceyi geçirdim. Sabah Zlarm'ın öldüğünü ve bana küçük bir not bıraktığını söylediler, şöyle yazmış:" dün sana yaşattığım korku için nasıl özür dilemem gerektiğini bilmiyorum, ama eğer karşıma çıkmasaydın yazmaya çalıştığım şiirin sonuna gelmiştim ve sen içindeki insanlarla kalabalığınla siirimi yok ettin ama sana kızmıyorum, nedense sende kendimi görür gibi oldum, belki de bu yüzden o kadar aşırı tepki verdim. "
ve o notu okuduktan sonra bütün dünyam değişti Penh, sanki format atılmıştı aklıma kalbime nabızıma dahil, ve ben o zaman yazmaya başladım, odamdan hiç çıkmıyordum, çünkü haklıydı o ana kadar hep insanları önemsemiştim, bütün haraketlerim aslında onlar üzerinde bir izlenim bırakmak içindi. Oysa kendimle tanışmamıştim. Zlarm sayesinde kendimi tanıdım. Insanların kendimle arama girmemeleri için bir yıl boyunca doktor ve hemşire dışında kimseyle konuşmadım. Şimdi yazdığım kitabın başkaları tarafından merakla beklendiğini söylüyorsun, biliyor musun aslında hiç yayınlamayacaktım bu kitabı, ne yazık ki hastaneye yatmadan önceki ben'den kalma bir kişilik bozukluğunun ağır basması sonucu yayınlanmasına izin verdim. Ah ne büyük bir hata, şimdi neden yazamadığımı anlayabiliyorum. Ben gidiyorum sevgili dostum, bir gün tekrar görüşmek dileğiyle...
Kayıt Tarihi : 11.1.2014 04:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ali Ersin](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/01/11/o-gece-133.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!