O Eski Hücreye Benzer Ki Şiiri - Yorumlar

Ahmet Haşim
56

ŞİİR


364

TAKİPÇİ

Ziya-yı şemse kapanmış bütün deriçeleri
Bir öyle hücreye benzer ki ömrümün kederi.

Gubar-ı ye's ü fena sinmiş orda elvana
Emel, heves bırakılmış sükut u nisyana.

Bütün hadayık-ı histen o toplanan ezhar

Tamamını Oku
  • Hikmet Çiftçi
    Hikmet Çiftçi 03.03.2014 - 13:50

    DİL VE KÜLTÜR HAKKINDA

    Hiç kimse 600 yıllık “DİVAN ŞİİRİ” geçmişini ve devamında “Tanzimat Edebiyatı, Sevet-i Fünun ve Fecr-i Ati” edebiyat akımlarını ve Cumhuriyet dönemleri edebiyatlarını dikkatten kaçırmamalıdır.

    Her dönem edebiyatının, her edebî akımın kendine has kuralları, amaçları ve biçim özellikleri olması da çok normaldir.

    Dil, canlı bir varlıktır. Sürekli kendini yeniler. Geçmişten günümüze kadar gelen dil canlılığı, aktarımı da bir kültürün zincirlerinden birer halkadan ibaretti.
    Bizlerin şanssızlığı, bir anda değiştirilip atılan Arap alfabesi olmuştur. Arap alfabesi yanında ve Osmanlıca ile birlikte Latin alfabesi de kullanılmış olsaydı belki Arapça, Farsça ve Türkçe’den oluşan Osmanlıca’ya bu kadar uzak kalmamış olacaktık.
    Bugün, çok gerilere gitmeden elli yıl, yüz yıl önce yazılmış eserleri belki daha rahat anlayacaktık.

    Bir de asla unutulmaması gereken bir gerçek daha var. Türklerin İslamiyet’i kabulü ile birlikte Arapça’nın öğrenilmesi, Kuran-ı Kerimi okumak ve anlamak için elzem olmuştur.
    Çok uzun süre Arap alfabesinin kullanılması da Arapça ve Farsça’nın Türkçe üzerinde etkili olmasına sebeptir.

    İlim dili Arapça, edebiyat dili Farsça olmuş bir Osmanlıda Türkçe’nin etki altına girmemesi düşünülemezdi.

    Halk şairlerimiz, ozanlarımız gayet yalın, gayet sade bir Türkçeyi her zaman kullanmışlardır.
    Osmanlıca’nın çok fazla etkisinde kalmadan Türk kültürünü en güzel yaşayan ve yaşatan şairlerimiz onlardır.
    Türkçe ve Türk edebiyatı şiir türlerini görmek isteyenler halk şiirimizi de göz ardı etmesinler.

    Divan edebiyatı artı zenginliğimiz olmuştur.
    Arapça, Farsça artı zenginliğimiz olmuştur.
    Bugün çoğumuz nasıl ki İngilizce öğrenme mecburiyeti duyuyorsak, o dönemler de Arapça, Farsça öğrenilmesi gerekiyordu.

    Bir dil bir insansa, çok dil çok insan, kültür zenginliği demek olmaz mı?

    Hikmet Çiftçi

    NOT: Vaktim olursa şiir yorumumu ekleyeceğim.

    “GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”

    ***

    ŞİİRDE GEÇEN YABANCI KELİMELER VE ANLAMLARI:

    deriçe: Küçük kapı, oyma kapı. pencere.

    hücre: Oda, odacık; deve ağılı, duvar çevrilmiş yer.

    gubar: Toz, tozlu, toza bulanmış; gubare: sığır ağılı, mandıra, sığır sürüsü

    ye’s: Ümitsizlik, çaresizlik üzüntüsü, kederi

    fena: Geçici, fani, yokluk, yok olma (fenafillah), devamlı olmayan, çok yaşlanmış olmak

    nisyan: Unutmak, hatırdan çıkarmak.

    hedayık (hedaik): Bahçeler

    hîs: Ürkmek, kaçmak, firar; meşelik, arslan yatağı

    hiss: Duymak, farkına varmak, duygu; hislenmek, şefkat göstermek, hissetmek, bir şeyin varlığını anlamak

    ezhar (zehre – c.): Çiçekler, zehreler, şükufeler

    mekabir (kabir. c.): Kabirler, mezarlar

    mina: Şişe, cam, billur; sırça köşk, parlak saray; sırça, kuyumcuların kullandıkları lacivert renkli sırça

    bi-ümit: Ümitsiz

    mükedder: Kederli, sıkıntılı; tekdir edilmiş, azalanmış, rencide edilmiş; bulandırılmış, bulanık

    harab: Yıkık, ıssız, viran/e, perişan

    tehi: Boş, eli boş kalmak, avare olmak, başı boş kalmak

    a'ma: Kör, gözü görmeyen; manevi körlük, cahillik, bilgisizlik; yağmur bulutları

    samt: Susma, sessizlik, suskunluk, sükût

    haste: Rahatsız, hasta; istenilen, istek duyulan, talep edilen, istenilmiş; uzanmış, ayağa kalkmış;

    uzlet: Yalnızlık, bir köşeye çekilme, insanlardan uzaklaşma, bir bakıma inzivaya çekilme

    ima: İşaret etmek, işaretle anlatmak, dolaylı anlatım
    ima (i’ma): kör etme, âmâ yapma,
    ima’: cariyeler, kadın esirler

    cidar: Duvar; perde, zar

    garik: Boğulmuş, gark olmuş, suda boğulmuş

    melal: Keder, gam, sıkıntı, usanç

    ufk: Ufuk, yerle göğün birleşmiş gibi görünmesi, görüş açısı, kenar, kıyı; rüzgârın estiği yön

    teselli: Avunma, kederli, üzüntülü olan birini sözlerle, nasihatlerle rahatlatma

    Kaynak:
    Çoğunun anlamı “http://www.osmanlicaturkce.com/
    sitesinden alınmıştır.

    Cevap Yaz
  • Perihan Pehlivan
    Perihan Pehlivan 03.03.2014 - 12:03

    saygılar

    Cevap Yaz
  • Metin Solak
    Metin Solak 03.03.2014 - 09:37

    Şiiri okudum, yorumlara şöyle bir göz gezdirdim, şiirin dili üzerinde bir tartışma var. Öz türkçe Arapça Farsça v.s. Şimdi dilbilgisinde yabancı kelimelerle ilgili Tükçeleşme Hslklılaşma diye bi durum vardır. Tabi birde dil daima dinamiktir. Alışverişe açıktır önemli olan zamana göre bu alışveriş kriterlerini tutturabilmek. Ayrıca Ahmet Haşim usta bir kalemdir kendisini rahmetle anıyor kutulu bize sunduğu bu güzel dizeler için kutluyorum.

    Cevap Yaz
  • Mustafa Nuri İnanç
    Mustafa Nuri İnanç 03.03.2014 - 08:49

    üstadı, rahmetle anıyorum.eyvallah

    Cevap Yaz
  • Delinin Günlügü
    Delinin Günlügü 03.03.2014 - 01:03

    Sayin lalesin,Ahmet Hasim 1887 yilinda dogus,Bagdatta büyümüstür.Arapca-farsca-osmanlica kelimelerin agirligini her siirinde görüyoruz.O dönem zaten kullanilan dilde bu idi ,anormallik yok bunda.Türkcedede cok fazla kullaniliyordu arapca-farsca kelimeler.Ilk meclis acilis konusmasini okudugumda hic birsey anlamiyorum.Benim önerim osmanlica-türkce sözlük mutlaka bulundurmak.ben öyle yapiyorum.
    Öz türkce diyorsunuz ya!Türkce kelimelri inceleginizde,kökenine baktigimizda gördügümüz gercek var.Bir cok kelime fransizcadan-italyancadan geliyor.Polonyalilarla bile kullandiginiz ortak kelimeler var.Fransizca-italyancadan sonrada ingilizce hakim kiliniyor.Sahi öz türkce ne bende bilmiyorum.Her ülkede dil teknoloji gelistikce zenginlesir,arastirmaya gerekte yok.Ama bizim var,köklerin pesindeyiz.

    Cevap Yaz
  • Delinin Günlügü
    Delinin Günlügü 03.03.2014 - 00:38

    Ahmet Hasim siirlerinde arapca,farsca kelimeleri cok fazla kullanmistir.Siirlerinin anlamasilmasi diye kaygisi olmadigini yaziyorlar.Siir üzerine söylemis oldugu bir cümlesini arsivden aktariyorum.Diyorki'siir bir hikaye degil,sessiz bir sarkıdır; sair de ne bir gerçek habercidir, ne güzel konuşan insan, ne de bir kanun koyucudur.”
    Osmanlica sözlük esliginde orjinal siirlerini okumak büyük keyif.Saygi ile aniyorum.

    Cevap Yaz
  • Necip Abdurrahmanoğlu
    Necip Abdurrahmanoğlu 20.05.2010 - 09:39

    dünyada hangi ülkenin 50 yıl önceki dili araştırma konusu olmuştur? ellerimizi başımızın arasına alalım ve düşünelim,düşünelim ki bir daha bu derece düşmeyelim....

    Cevap Yaz
  • Seda Özer
    Seda Özer 23.01.2008 - 22:01

    Merhaba ben AHMET HAŞİM hayranıyım.Lalesin denen kişiye bir şey ler söylemek istiyorum.Siz önce Türkçe'yi kullanmayı öğrenin.Daha sonra Ahmet Haşim gibi bir üstadın şiirlerine yorum yazın.Ahmet Haşim'in şiir anlayışını öğrenmenizi de rica ediyorum.Diğer yorum yazan arkadaşa katılıyorum.Dilimiz bu kadar değişmemeliydi.

    Cevap Yaz
  • Silvan Güneş
    Silvan Güneş 01.12.2007 - 12:52

    Not olarak şunu da eklemke istiyorum. bu kelimeler ya Arapça, yada farsça. Bu kelimeler elbette öz Türkçe ile değişmeli ve yerine başka yabancı bir kelime konulmamalı. Kendi dilimiziherşeyden ve her etkiden korumalıyırz. genelin anlamadığı bir cümleyi kurmanın da marifet olmadığını düşünüyorum. Umarım bu iyi niyetli fikrimden alınmazsınız.....

    Cevap Yaz
  • Silvan Güneş
    Silvan Güneş 01.12.2007 - 12:48

    Merhaba, şiirinizdeo kadar yabancı kelime varki? Nasıl anlayacağım.? Divan Edabiyatını çok severim ama bu sizce dilimizde yabancı pekçok kelimelerin Türkçe karşılığını bulan Türk Dil Kurumu muhakkak bunların anlaşılır bir karşılık kelimesini koymuştur. Naçizhane olarak size duygularımı yazmak istedim. Şiiriniz aruz ölçüsüne uygun yızılmaya çalışılmış. Yine de kendi içinde uyum ölçülerini tutmuyor. bildiğiniz mefailün-failatün-failün ile yazmak kolay bir şey değil. iyi çalışmalar diliyorum....

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta