Küçükken evden bisküvi kaçırıp gider karınca yuvalarının etrafına serpiştirirdim. Bu iyi bir şey. Şimdiyse insanlar bana karınca muamelesi yapıp, ezip geçiyor. Bu da iyi bir şey mi?
Ben hayatı hep buğulu bir cam arkasından görmekten sıkıldım. Dışarıda güneş var. Dışarıda gökkuşağı var. Mutlu insanlar, gülen yüzler var. Ben hiçbirini göremiyorum. Gördüğüm her şey bulanık. Gördüğüm her şey sisli. Üşüyorum. Ellerim, kalbim üşüyor. Tutacak bir el olmadığından değil. Tutulacak olan "o" el olmadığından.
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla