O Da Onlardan Biri - Garib Çoban
Mutluluğu kaybettiğiniz yerde bulamazsınız.
Zaman muazzam bir değirmendir; öğütür, çürütür, yok eder.
Bu kadar putperest insanlar arasında boşluk galiba benim en dolu bulduğum şeydi teheccüt vakti.
Başka dünyalara ihtiyacımız yok.
İhtiyacımız olan şey şems vakti aynalar.
Teheccüt vakti, ellerimi kalbimin üzerine koyuyorum.
Ve onun umutsuzca attığını hissediyorum.
Ben feleğe ne deyim, ne istiyorsun?..
Ve bana şems vakti cevap veriyor.
Göğsünü aç, kanatlarını aç, duvarları del, putlarını kır, evlerin arasından geç, uç, delir, şehrin içindeki insanlardan geç, onu bul, göğsünü kucakla.
Ve Huu de bir kabirde onunkine katıl.
En büyük zaferimiz hiç düşmemek değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmaktır.
Yalnızca aptallar ve yalnızlar kendileri olmalarına izin verebilir.
Yalnızların memnun edecek kimsesi yoktur.
Ve aptalların memnun olup olmadıkları umurlarında değildir.
Nedir sevgi?..
Tam olarak şu insan nedir?..
Alışılmadık bir konu mu anlatır bize?..
Esaslı bir maya lazım insana.
Ona değil, kendi hayâtına yan!..
Ey göğsünün altında kalbi yokken yaşayan!.
İyi olsan bile seni sevemem.
O gidiyor, o kalıyor; o sabırsız, o gergin.
Bu uzun süreli yokluktan ne bekleyebilirler?..
Bu kararsız duyguları netleştirmelerine yardımcı olabilir mi?
Gönlümden bir kuş uçacak, hüznüm bir dala konacak, şafakta kanatsız bir aşkım kalacak.
En büyük zaferimiz hiç düşmemek değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmaktır.
Bugün pek çok şey yapmam gerekiyor.
Sadece yarınımız kaldı, çay bardağımı kaldırıyorum.
Asla gelmeyecek o gün için.
Ama tek şey bu demli çay.
Gerçekte sahip olduğumuz şey.
Anıyı coşkuyla öldürmeliyim, ruhu taşlaştırmalıyım.
Bir kabristanda yeniden yaşamayı öğrenmeliyim.
Ve ruhuna söyle, benimkinde nasıl kök saldığını hatırlasın.
En büyük zaferimiz hiç düşmemek değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmaktır.
Gurur duymadığım bir hayata tesadüfen girdin.
Ve o günden sonra bir şeyler değişmeye başladı.
Daha iyi nefes aldım, daha az şeyden nefret ettim.
Hayranlık duyulmayı hak eden şeylere özgürce hayran kaldım.
Senden önce senin dışında hiçbir şeye bağlı değildim.
Teheccüt vakti Aşk acıtmayı bırakır bırakmaz daha fazlası için şems vakti Huu der bedenden dışarı çıkarız.
Biraz kaybolmuş, biraz üzgün bir görünüme sahip olsada bu garib.
En büyük zaferimiz hiç düşmemek değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmaktır.
Ve gönlümüzden düşenleri istiyorlar.
Derin ve isimsiz bir mezarda!..
Bir yerlerde biz safran çiçeğiyiz melekler tarafından bakılan.
Bugün tevafuk ya bilmem kaç defa kez artık unuttuğum dinlediğim gönül hutbesinden.
Şems vakti baştan sona güzellik.
Sesinin zaman ötesi tesirimini diyeyim?..
Bu kadar fazla dinlememe rağmen her seferinde ilk defa dinliyormuş gibi tesirine mi diyeyim?..
Her seferinde yakaladığım farklı ayrıntıları mı diyeyim?..
Diyeyim de diyeyim.
Teheccüt vakti O konuşsun ben dinleyeyim.
En büyük zaferimiz hiç düşmemek değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmaktır.
Sen var olan her şeyin başı ve sonusun.
Biz de öyleyiz.
Her şeyi denesen bile seni sevmekten vazgeçemem.
Diğer dünyalarla ne yapacağımızı bilmiyoruz.
Bir dünya, bizim dünyamız bize yeter.
Ama onu bu haliyle sevmiyoruz.
Kendi dünyamızın ideal imajını arıyoruz.
Ben sadece seninle huzur içinde olmayı arzuluyorum.
Ayağa kalkmak için yoruluyorum.
Hayatımı yudumlar halinde içiyorsun.
Karşılıksız sevmenin benzersizliğe ve hafızanın gücüne bir aşk şarkısı sunarken gece.
En büyük zaferimiz hiç düşmemek değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmaktır.
Hiç yarım sevmedim.
Aşkın büyüğü ya da küçüğü yoktur bana göre.
Aşk vardır ya da aşk yoktur.
Kısa hikayeler vardır ya da uzun sürenler vardır.
Ama hepsi aşk hikayesidir.
Senin sevgin teheccüt vakti tamamlayıcıdır, ruhlarının ihtiyacı olan şey dua için.
Ben senin tökezlediğin taşım, putlarınla öfkeyle fırlattığın.
Yol boyunca unuttuğun kişi.
Ben her şey geçip gittiğinde kalan, sessiz kalan ve gözlemleyenim.
Geceleyin imkansız aşklarla ve yarım kalan umutlarla dolu.
En büyük zaferimiz hiç düşmemek değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmaktır.
Ben hep karşılıksız sevenlere inandım.
Birlikte yaşlanmak ve sevmek.
Sanırım bu yüzden hâlâ yalnızım.
İnsan hayatı kısa, her yılım bitmemiş bir şiire benzer.
Bu benim için çok fazla, her günüm yarıda kalmış bir cümle.
Kimin sizin için uygun olmadığını öğrendiyseniz.
Zamanınızı boşa harcamadığınızdan ve çektiğiniz hiçbir şeyin boşuna olmadığından emin olun.
Çünkü artık istemeden kimin uygun olduğunu biliyorsunuz.
Teheccüt vakti bazı anlar var!..
Henüz bana yolunun sonu budur denmedi.
Ben ömrümü harcadım, bu yollar tükenmedi.
Ama ben sonsuza kadar yaşamak istiyorum.
En büyük zaferimiz hiç düşmemek değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmaktır.
Anne/baba kokusuna hasret büyüyenler, hamuru b/aşka olanları çok üzüyor.
Hassas insanların kalpleri hep altüst olur, ruhları hep altüst olur.
Akmaya hazır bir gözyaşı, dudaklarında patlamaya hazır bir gülümseme.
Hayatın sevinçleri ve acıları arasında bir denge içinde yaşarlar.
Tam tersine mükemmel değiller.
Hatta bazen kendi kendilerini bile yok ederler.
Çünkü asla akciğerlerinden nefes almazlar, göğüslerinden nefes alırlar.
Duyarlı insanlar biraz gülümseyip boş yere ağlayabilirler.
Gökkuşağının önünde durup merak etmeyi.
Bir mezarlıkta kediye gülümsemeyi bilirler.
En büyük zaferimiz hiç düşmemek değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmaktır.
Belki bir gün yüz yüze görüşürüz.
Belki kostümlerimizi çıkarabiliriz.
Ve şimdi merak ediyorum.
Bu ne zaman olur.
Eğer olursa!..
İç çekmeyi bilecek miyim, iç çekmeyi biliyor musun?..
Konuşmaya cesaret edebilmek için önce başkalarının sizi duymasını sağlamanız gerektiğini anlamam uzun zaman aldı.
Kaç, putperestin hayatı seni çağırıyor.
Bir gün besmelenin hatırına.
Denize bakın ve onda huzuru ve sonsuz azabı tadın.
Kumu yıldız tozuna çevirmeyi, karanlıkta bir hayali aydınlatmayı biliyorlar.
Çünkü incinen her nesne başkalaşır.
En büyük zaferimiz hiç düşmemek değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmaktır.
Herşeyi sessizce anlattı, uykuda onu seyrederken.
O yoktu, çünkü putlar değil ruhu konuşuyordu.
Suçlanan geçmişindeki hassasiyetten daha saf.
Bir düşüncenin tatlılığını tanımlamayı tercih etti, vedalaşması.
Yeni bir anının acısından uzak kalmadan benzemişti düne.
Yarınlar değil putlarının korkusuydu.
Hoşçakal, dedi besmelenin sırrıyla.
Vedalaşmadan gidiyoruz iki rekatlık tespih namazı hatırına.
İşte sırrım dedim.
Çok basit hayatta yalnızca karşılıksız seven kalpleri net görebiliriz.
Esas olan gözle görülmez, vefa.
Çünkü inkâr etmek sizi gerçeklerden putlarınızla koruyordu.
En büyük zaferimiz hiç düşmemek değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmaktır.
Bir tutku asla kucaklanmaz.
Uyukluyor, uyanık, nefes almayı bekliyor, ihtiyatlı, ürkek bir ilham.
Şiir bile yazdırıyor.
Ama büyük bir aşk ateşini ateşleyebilecek bir kıvılcım gibi.
Sadakati temsil eden bir tutku asla ölmez.
Utangaç, sağduyulu ama sevgi dolu bir ilhamın nefesini bekleyerek uyanık kalır.
Dünyanın her birimizin içinde parlayan bu ışığa ihtiyacı var.
Bu sözler ona bir gülümsemenin, bir duygunun.
Bir bakışın hafifliğini veriyordu.
Görünüşün ötesini, bir gülümsemeden.
Bir gözyaşından daha fazlasını g/örmeyi biliyorlar.
Öfkenin ötesinde, acının ötesinde, karşılıksız severlerken gidenler.
Çünkü onlar kalpten yaşarlar.
En büyük zaferimiz hiç düşmemek değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmaktır.
Teheccüt vakti bir kıvılcımın, şems vakti büyük bir yangını besleyebileceğini.
Küçük bir kapının büyük bir odaya açılabileceğini.
Bir detayın bir hikayenin başlangıcı olabileceğini her zaman aklımızda tutarak Huu diyoruz.
Tozlanmış söz ölümü gizlice kucakladığında, serbest bırakılan cazibesi şüpheye düştüğünde.
Şakıyıp bülbül gibi öten gönül onu ortaya çıkarma arzusu, arzusu ortadan kaybolduğunda.
Bu yarım kalan aşklar seher vakti rüzgarda yankılanır.
Ruhları çocukluktan yaralı olanlar nefret etmek veya boyun eğmek istemezler.
Onlar, çok kimlikli halini gördüğünde ondan kurtulmak isterler.
En büyük zaferimiz hiç düşmemek değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmaktır.
Bu çaresiz aşkın sözleri, bir deneyimin tozunun içinde bir anılar yığınında ve acı mırıltılarında fışkırdı.
Günahın ısırdığı tutkunun da ölmesi gerekir.
Ayrılma kararı sonsuza kadar saf ve masum kalmayacaktır.
Bazen bize uygun olan hayata nasıl katılacağımızı bilmek uzun bir öğrenme sürecidir.
İnsanlar her zaman aşık olmanın ne olduğunu sorar?..
Ve sanırım az önce bir kabir başında en yakın tanımı okudum!..
Beni korkutuyor ve aynı zamanda olmasını da istiyorum.
Ateşimde kendimi tüketirim.
Ey gönlümün sahibi sultanım merhamet, merhamet!..
Aşktan ölüyorum.
Ama sevemiyorum!..
En büyük zaferimiz hiç düşmemek değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmaktır.
Sadece sevgiyle dolup taşan bir tane kalbleri var.
Eğer siz değilseniz, hiç bir putunuzlada değilsiniz.
Başka yolu yok.
Mutsuzluğumuzu paylaşmak, yakınlarımızdan bizim savaşımızda çarpışmalarını istemektir.
Mutlu olmak zaman alır.
Çok zaman.
Mutluluk da uzun bir sabır gerektirir.
Ve neredeyse her durumda, para aracılığıyla zaman kazanmamız gerekirken, hayatımızı para kazanarak geçiririz.
Birileri mutlaka onları tanıyor.
Eğer sen değilsen.
Seni sevmek yerine sana kendini sevmeyi öğreten insanlar var.
Nefret ettiğinizi şiddetle öldürebilirsiniz ama nefreti öldüremezsiniz.
Ve bence bu başına gelebilecek en iyi şey.
Biz karşılıksız sevip, iyilikte yarışan dua edebilen, umutsuzluktan daha güçlüyüz.
En büyük zaferimiz hiç düşmemek değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmaktır.
Karşılıksız sevgi bana aşkın bizi yerinden ettiğini, bilinenin rahatlığından kopardığını, belirsizliği kucaklamamıza.
Ve onun yoğunluğunda kendimizi kaybetme ihtimalinden korkmamıza neden olan bir duygu kasırgasına attığını hatırlatıyor.
Vaktin hakkını vermek, istikamet üzre olmak,
secde üzere olmak!..
Melekleri susturan kelâm!..
Ben sizin bilmediklerinizi bilirim. Bakara-30)
Cenâb-ı Hakk, biz aciz kullarını bilenlerden eylesin!..
Bildirdiklerinden eylesin!..
Âşıklara ilhâk eylesin!..
Olmak istediğimiz kişi olamamak derin bir ıstıraptır.
Demek ki yolun sonuna iyice yaklaşdık.
Allah âkıbetimizi hayr etsin!..
En büyük zaferimiz hiç düşmemek değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmaktır.
(Y.ed - Makam-ı Aşk Albümü)
Kayıt Tarihi : 5.2.2025 14:50:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu zamanda hür insanların sayısı sınırlıdır. (İbn Arabi)
Zaman muazzam bir değirmendir; öğütür, çürütür, yok eder.
Ne güzel demişsiniz
dilinize sağlık
beğeni ile okudum
Ne değerimiz
Ne hürriyetimiz
Ne güvenliğimiz var!
Tek görev
"Düşmemek!"
Düşersek te tekrar kalkmak
Ayağa,
Diklenmek!
Tebrikler Engin Bey.
Sonsuz saygılarımla
En büyük zaferimiz hiç düşmemek değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmaktır.
Evet üstadım Ümit kesilecek
bir kurban değildir.
O kurbanın eti yenmez
Umut zaman değirmenlerinde
un-ufak edilmiştir.
Sefahat sofralarında tüketilmiş
bulaşık ve yalaşıkların kaldırılması
gerekmektedir.
Zaman ise mahcup bir halde bir
hizmet ehli beklemektedir.
ÜSTADIM ÇOK GÜZEL MANALAR VARDI
TEBRİKLERİMİ SUNARIM SAYIN DEMİRCİ
TÜM YORUMLAR (4)