Bir nüfus cüzdanıyla elimden tutup okula götürmüştü merhum babam. İlk hatırladığım okulun giriş kapısından girince bizleri gören bir bayan öğretmenin seslenişi idi;
“O da okuyacak mı? ”
Belki haklıydı da. 1959 yılının Eylül ayı sıraları olmalı. 1953 yılının aralık ayında doğan bir çocuk o sıralar kaç yaşlarında olur, varın sizler karar verin!
Özgürlüğe bir kısıtlama idi tabi ki okul. Durduk yerde gelen bu kısıtlamayı kimse istemez. Ama bu olması gerekiyormuş. Kızıyorlardı büyüklerimiz okula gitmezsem.
Küçük ve uzun kartonlara yazılmış yazılar verirdi öğretmenimiz. Fiş denilen bu nesneleri zarfların içinde saklardık. Ama benim zarfımda son fiş dışındakiler nedense bulunmazdı.
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,