I.
Duy ey baharı bağrında taşıyan çiçek
İnanır olmuştum artık solmayacağına
O çocuklar öyle mahzun ağlamaya gittiler
Azgın canavarlarla artık kimler pençeleşecek
Ölmeye hazır umutlarım vardı mektuplar okudum
Gördüm satırlarda nişanlı gençkızlar ağlardı
Bir baba sıkardı kasketini kahırdan, gözyaşları
Uçardı satırlarda ak saçlı bir ananın
Ve bacılar avuçlarını gözlerine yamardı
Benim ölmeye hazır umutlarım vardı
Bana aşka ve sana dair mektuplar yazarlardı
Şimdi saçmasapan sözler dolanıyor dilime
Kurumlarım yaşlı bir adamın sakallarını aşıyor
Delikanlı raconları, bitpazarları ve gençkızlar
Aciz çırakları insanlığın, imdada koşuyorlar
Çatlıyor damarlarım, utançtan eşgalim sararıyor
Duy ey baharı bağrında taşıyan çiçek
Beni kimler anlayacak artık, kimler sevecek.
Korkuyorum tasalarım artıyor.
O çocuklar öyle mahzun ağlamaya gittiler
Beni kimler anlayacak artık, kimler sevecek
II.
O çocuklar öyle mahzun ağlamaya gittiler
Senin solduğun bahçeleri görsem dayanamam
Anlatıyorlar bir karanfilin herkese açtığını
Çok ağladım sarsılarak saklamam
O çocuklar öyle mahzun ağlamaya gittiler
Gecelerin ürkünç karanlığına bulaştım
O nurdan yüzlü aşıkları unutamam
Duy ey baharı bağrında taşıyan çiçek
Sensiz yaşamaya alıştım artık
Bilmem idamlık kefenimi kimler biçecek.
Kayıt Tarihi : 18.9.2002 09:39:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İlhami Atmaca](https://www.antoloji.com/i/siir/2002/09/18/o-cocuklar-oyle-mahzun.jpg)
Daha okunası ve takdire şayan şiirlerde buluşmak ümidiyle hayırlı çalışmalar dilerim İlhami bey
Şair aslında bir takım sebepler ihdas etmek istese de üzüntüsüne aslında sebepsiz neredeyse depresif bir üzüntü sanki şiirin asıl saiki
Halkımızın şiir ve türkü sesinin ekserisi ağıttır aslında
Asker yarine oğluna ağlar , Kızılırmak’a kendini salıveren gelininine ağlar , gurbette ömrünün geçişine ağlar, dar sokaklarda bıçaklanan yiğidine ağlar bizim halkımız
Ama ağlamanın da kulağa yüreğe güzel dokunması , içe işlemesi lazım değil mi
Mesela bir türkü finalinde olduğu gibi ;
Karlı dağlar olmasaydı, laleleri solmasaydı
Ölüm allahın emri de şu ayrılık olmasaydı
TÜM YORUMLAR (17)