O Benim Bir Tanem O Benim İşte

Gözü yaşlı boynu bükük gördüğün,
O benim bir tanem o benim işte...
Biraz şefkat sadakası verdiğin,
O benim bir tanem o benim işte...

Başını kaldırıp bakarken bazı
Bak sayende kışa dönmüş bu yazı
Yutkunup durursa elinde sazı
O benim bir tanem o benim işte...

Ben ölmek istemem seni görmeden,
İzlerine şu yüzümü sürmeden,
Yan bakıp geçtiğin selam vermeden,
O benim bir tanem o benim işte...

Duyguları hıçkırarak çağlayan,
Naçar kalıp kollarını bağlayan
Sahillerde iç çekerek ağlayan
O benim bir tanem o benim işte...

Yaralanmış kan damlıyor her yanı,
Oda olmuş bir meleğin hayranı,
Ne bayramı olan, nede seyranı
O benim bir tanem o benim işte...

Her derdini şiirlerde yakınan
Güneş ile aydan seni sakınan,
Çekinerek ta uzaktan bakınan,
O benim bir tanem o benim işte...

Gönül kapısına vurulmuş mühür,
Şu koca şehirde her günü zehir,
Ağzında sözleri, tekleyen bir bir
O benim bir tanem o benim işte...

Bir mesajla can evinden vurulan,
Ta omuzdan iki kolu kırılan,
Bir meleğin kanadında savrulan,
O benim bir tanem o benim işte...

Ölene dek, bitmez bende bu acı,
Acı mıdır her acının ilacı,
Senin için Yaradan'a duacı
O benim bir tanem o benim işte...

Ta uzaktan tutuşturup yaktığın,
Utandıkça kara yere çaktığın,
Acıyarak göz ucuyla baktığın,
O benim bir tanem o benim işte...

Yıldızı kaybolan bulut içinde,
Giden garip var ya umut içinde
Dört kişi omzunda tabut içinde
O benim bir tanem o benim işte...

Mahmut Çelikgün'üm geldi nazara
''Sana hasret'' yazan, o taşı ara
Rast gelirsin eğer yeni mezara,
O benim bir tanem o benim işte...