Gözlerden gitmeyenler var...
Sevginin adı babaydı!
Sevinçle doğan dolunaydı!
Dün bir yıldız kaydı!
Bir çocuk ki gözünde yaş var!
Görenleri gönlüne bağladı!
Sanki pınarlar çağladı!
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Baba sevgisi bir başkadır tebrik ediyorum sevgili dost
Duygu yüklü yürek dizelerinizi tebrik eder, esenlikler dilerim. güzeldi.
Bu adam benim babam der gibi. Ne güzel şarkı yaptı değil mi Fatih Kısaparmak, bir yer de hepimizde kendi babalarımızdan izler buluyoruz. Kolay geliyor anneyi anlatmak anneyi yazmak. Kutsal varlık deyip işin içinden kolayca sıyrılıveririz zannediyoruz. Ya Baba! Kendini bir kenara atıp, hayatını evi için evlatları için veren baba! Bir bardak su içerken dahi evladım susuz kaldı mı acaba diye düşünüp yutkunan baba! Ekmeğine alın terini katık eden, her öğün evlat kaygısıyla karnını doyuran baba! Evet onu anlatmak kolay mı! Annenin yüceliğini ve fedakarlığını biliriz, sürekli anlatırız, yazarız da babalar nedense hep geri planda kalır. Oysa anneye o fedakarlıkları yapabilmesi için gerekli imkanları sağlayan baba değil midir?
Arif abim ne güzel bir şiir kaleme almış ve en içten duygularla babayı, babasını anlatmış. Sanki onunla sohbet eder gibi, sanki onunla balkonda akşam çayı eşliğinde konuşur gibi. Neler neler düşündürdü kazandırdı bu şiir bana. Tebrik ediyorum abi. Gönülden, yürekten.
Baba sevgisi.. Özellikle kız çocuklarının babalarına duyduğu sevgi düşkünlük başkadır. her ne kadar ben nasiplenmesem de.. Özenirim hep babalar için yazılan şiirlere.. Ne güzel anlatmışsınız.. Asla tükenmez özlemi..
Kaleminize yüreğinize sağlık.. Saygılar..
Yüreklerimizin derinliğinde biriken sevda, mutluluk, ümit, beklenti, hüzün ve buruklukların ayrılık ve kavuşmaların tezahürü, Seyrine daldığımız Âlemlerden den, gözlerimizi iç âlemimize çevirirken devşirdiğimiz birikintilerimizi, kendi iç dünyamızdakileri bir dantela edasıyla sayfalara nakşettiğimiz her birisinin bir hikâyesi olan, içerisinde bir ruh ve yaşam barındıran ve adına ŞİİR dediğimiz;
Yürek sesinizi candan kutlarım. Tebrik ve Selamlarımla.
tebrikler .hepimizde burdan bişiler buluruzz...babaa özeldrr.. hepte öylee kalırr..takıı..göç edipte gidenee kadarr..evlatları..çok duygulandımm..yaaa
içimde özlemin yakarken
üç beş anı kalan bana
hala özlemindeyim büyütürüm
zulamda
beyaz hüzünler saraken benligimi
özlemin artarak büyür vurgunun hala
mavi iri gözlerine
öylesine etkiliki kutluyorum
kİMSE YERİNİ DOLDURAMAZ BABALARIN ANNELERİN..çınar gibidir baba gölgesi yeter..tEBRİKLER 10 GÜMÜŞHANEDEN
baba yurdu ata ocağı her ziyaretimde tüterdi ocağı hiç aklıma gelmezdi bırakıp gideceği dostları tütündü o gün ocağı.babanıza Allahtan rahmet dilerim sayım ARİF TATAR
babalar bizim en büyük değerlerimizdir. babanıza allahtan rahmet sizlere sağlıklı güzel günler diliyorum. kutlarım şiir tadında kalın
Bu şiir ile ilgili 67 tane yorum bulunmakta