Elest bezminde ziya,
Ana karnında hülya.
Süzüldü vahalarda,
Daracık sahalarda.
Sürekli oluverdi,
Kudreti doluverdi.
Melekler verdi şekil,
Allah kuluna vekil.
Nefyetti kudretini,
Dünyalık servetini,
Başlar sonsuza eğik,
Esbabınca bir gedik.
Kün emri bilmecesi,
Kudretin ilimcesi.
Mevhum ve sırlı bir iz,
Zübde-i kevne haiz.
Geldi o an o emir,
Zahire bir mübeşşir.
Varlık içinde varlık,
Muazzam mihmandarlık.
Ve adeta bir umman,
Zerrede nihan olan,
Safha safha bir oluş,
Her lahza bir diriliş.
Âlem içinde çümbüş,
Vahdet sırrına dönüş.
Vakit erdi kemale,
Nurdan avdet zevale.
Açılır bab-ı feza,
Nefse o an bir eza.
Vahdet sırrı gülümser,
Beklenen nurlu düşler.
Zahir batın cem olur,
Mekanı meş'um olur.
Ezan kamet okunur,
Güzel isimler konur.
Ve silinince gözler,
Sahneleniyor yüzler.
Yanıbaşında peri,
Cennetten geldi huri.
Sığınılacak liman,
Yaratandan bir ferman.
Artık gözler aydınlık,
Kalpler hep gülistanlık.
Beklenen nurlu yolda,
Beklenilen sırlı yolcu.
İşte o gelen benim ben...
İşte o gelen benim ben...
Mehdi Ersoy
Kayıt Tarihi : 31.5.2023 21:39:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!