O Belde Şiiri - Ahmet Haşim

Ahmet Haşim
56

ŞİİR


350

TAKİPÇİ

O Belde

Denizlerden
Esen bu ince havâ saçlarınla eğlensin.
Bilsen
Melâl-i hasret ü gurbetle ufk-i şâma bakan
Bu gözlerinle, bu hüznünle sen ne dilbersin!
Ne sen,
Ne ben,
Ne de hüsnünde toplanan bu mesâ,
Ne de âlâm-i fikre bir mersâ
Olan bu mâi deniz,
Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz.
Sana yalnız bir ince tâze kadın
Bana yalnızca eski bir budala
Diyen bugünkü beşer,
Bu sefîl iştihâ, bu kirli nazar,
Bulamaz sende, bende bir ma'nâ,
Ne bu akşamda bir gam-i nermîn
Ne de durgun denizde bir muğber
Lerze-î istitâr ü istiğnâ.

Sen ve ben
Ve deniz
Ve bu akşamki lerzesiz, sessiz
Topluyor bû-yi rûhunu gûyâ,
Uzak
Ve mâi gölgeli bir beldeden cüdâ kalarak
Bu nefy ü hicre müebbed bu yerde mahkûmuz...

O belde?
Durur menâtık-ı dûşîze-yi tahayyülde;
Mâi bir akşam
Eder üstünde dâimâ ârâm;
Eteklerinde deniz
Döker ervâha bir sükûn-ı menâm.
Kadınlar orda güzel, ince, sâf, leylîdir,
Hepsinin gözlerinde hüznün var
Hepsi hemşiredir veyâhud yâr;
Dilde tenvîm-i ıstırâbı bilir
Dudaklarındaki giryende bûseler, yâhud,
O gözlerindeki nîlî sükût-ı istifhâm
Onların ruhu, şâm-ı muğberden
Mütekâsif menekşelerdir ki
Mütemâdî sükûn u samtı arar;
Şu'le-î bî-ziyâ-yı hüzn-i kamer
Mültecî sanki sâde ellerine
O kadar nâ-tüvân ki, âh, onlar,
Onların hüzn-i lâl ü müştereki,
Sonra dalgın mesâ, o hasta deniz
Hepsi benzer o yerde birbirine...

O belde
Hangi bir kıt'a-yı muhayyelde?
Hangi bir nehr-i dûr ile mahdûd?
Bir yalan yer midir veya mevcûd
Fakat bulunmayacak bir melâz-i hulyâ mı?
Bilmem... Yalnız
Bildiğim, sen ve ben ve mâi deniz
Ve bu akşam ki eyliyor tehzîz
Bende evtâr-ı hüzn ü ilhâmı.

Uzak
Ve mâi gölgeli bir beldeden cüdâ kalarak
Bu nefy ü hicre, müebbed bu yerde mahkûmuz...

Ahmet Haşim
Kayıt Tarihi : 22.6.2000 05:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Şakir Nazmi Hakanlı
    Şakir Nazmi Hakanlı

    ahmet haşim'in şiirlerini okuyunca ah ah demekten başka bir şey diyemiyorum. ya da sövüyorum. nasıl :) bence gayet güzel çünkü şiir ya ah çektirmeli ya da sövdürmelidir.

    Cevap Yaz
  • Berke Akçay
    Berke Akçay

    Haşim şiirindeki kapalı ve imgesel anlatımıyla,alışılmamış bağdaştırmalarıyla beni kendine çeken şairlerden birisidir.Dilinin ağır olduğu doğrudur ancak benim görüşüm bu kelimelerin şiirdeki estetik zevki arttırdığı yönündedir.Elbette kişiden kişiye değişir bu,ancak hepsi bizim şairlerimiz hepsine ayrı ayrı saygı duymak lazım sanatta ırkçılık olmaz.

    Cevap Yaz
  • Metin Solak
    Metin Solak

    Ahmet Haşim deyince aklıma merdiven, merdiven deyince Ahmet Haşim gelir hep. Ama bu da çok harika bir şiir. Evet ustadın dili biraz agır ve süslüdür ama o kadarda şiire yakışır ve güzeldir. Teşekkürler kurul

    Cevap Yaz
  • Mübeccel Zeynep
    Mübeccel Zeynep

    "Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz."

    Cevap Yaz
  • Hüseyin Celep
    Hüseyin Celep

    Kendi geçmişini beğenmeyenler

    Başkalarının geleceğini yaşar


    Bir şiirin orijini canlı bir insan,çevirisi aynı insanın cesedidir.

    Buna rağmen aşağıdaki çeviride şiir yine de capcanlı...

    Dilimizde halkın da kullandığı
    özellikle yeryüzündeki Türk topluluklarının bildiği binlerce kelimeyi
    çöpe atarsınız, ama cahilliğinize yanmazsınız
    Öğrenmek emek ister,güçlüklere katlanmak gerektirir,
    ama beğenmedim deyip ,anında kurtulmak ne kadar kolay.
    Kolayı seçen uluslar
    çalışanların pazarı olmuş hep,bundan sonra da böyle olacak...

    Buyurun itirazcılar,zahmetsizce okuyun,anlayın

    Ama dokunduğunuz bir ceset,

    soğuk bulursanız öldürdüğüm içindir...

    Saygıyla


    O DİYAR

    Denizlerden
    Esen bu meltem saçlarında eğlensin.
    Bilsen
    Hasret ve gurbetin burukluğu ile, akşamın ufkuna bakan
    Bu gözlerinle, bu hüznünle sen ne dilbersin!
    Ne sen,
    Ne ben,
    Ne de güzelliğinde toplanan bu akşam,
    Ne de efkarımın elemlerine bir liman
    Olan bu mavi deniz.

    Yürekteki derdi anlamayan nesile aşina değiliz.

    Sana yalnız bir ince taze kadın,
    Bana yalnızca eski bir budala
    Diyen bugünkü insanlık,
    Bu doymazlık, bu kirli bakış,
    Bulamaz sende bende bir anlam,
    Ne bu akşamda ince bir kaygı,
    Ne de durgun denizde bir kırgınlık
    İçe kapanmışlık ve arzusuz titreyiş.

    Sen ve ben
    Ve deniz
    Ve bu akşam ki, durgun, sessiz,
    Topluyor ruhunun kokusunu sanki,
    Uzak
    Ve mavi gölgeli bir diyardan ayrı kalarak
    Bu ayrılık ve sürgüne ,sonsuza kadar, bu yerde mahkûmuz...

    O belde?
    Durur hayalin bakir mıntıkalarında;
    Mavi bir akşam
    Dinlenir üstünde daim;
    Eteklerinde deniz
    Döker ruhlara bir uykulu sükunet.
    Kadınlar orada güzel, ince, saf, gecemsidir,
    Hepsinin gözlerinde hüznün var,
    Hepsi kızkardeştir veya sevgili;
    Gönül acısını dindirmeyi bilirler
    Dudaklarındaki ağlayan öpücükler, yahut,
    O gözlerindeki çivit rengi sessiz endişe.
    Onların ruhu, kırgın akşamdan,
    Yoğunlaşmış menekşelerdir ki
    Hep sessizliği ve sükuneti arar;
    Ayın hüznünün ışıksız alevi
    Sığınmış sanki sade ellerine.
    O kadar narin ki, ah, onlar
    Onların müşterek ve sessiz hüznü
    Sonra dalgın akşam, hasta deniz
    Hepsi benzer o yerde birbirine...

    O belde
    Hangi bir hayali kıtada?
    Hangi bir uzaklardaki ırmak ile çevrili?
    Bir yalan yer midir, veya var olan,
    Ya da bulunmayacak bir hayali sığınak mı?
    Bilmem... Yalnız
    Bildiğim sen ve ben ve mavi deniz
    Ve bu akşam ki titretiyor
    Bende hüzün ve ilham tellerini,
    Uzak
    Ve mavi gölgeli bir diyardan ayrı kalarak
    Bu ayrılık ve sürgüne,sonsuza kadar,bu yerde mahkûmuz...

    Ahmet Haşim
    Düzenleme: Hüseyin Celep

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (86)

Ahmet Haşim