Bir seher vakti
- daha kurt kuş uykudayken -
Anadolu’nun bereketli bir tarlasında
Kınalı elleriyle çapa yaparken anam
Çatladı tohum, yırtıldı kabuk...
Çilekeş anamın dağları titreten sevinçli haykırışıyla
Açıldı gözlerim,
Bu aslan yatağına.
Eledi beledi beni
Karanfil kokulu, çatlak eller
Bereketli eller...
Uykularıma onunla daldım
Onunla açıldı göz kapaklarım / sabahlarıma.
Anamın sırtında,
Kâh buğday tarlasında,
Kâh köyümün ovasında, dağında
- Herşeyden habersiz -
Devam ettim yolculuğuma.
Anadolu’ya ismini veren o kutsal kadın,
Dayadı ırmaklarını ağzıma / gürül gürül....
Tadı şeker, bal
Ilık ılık oldu içim.
Ve ardından
Sıcacık dudaklar dokundu yanaklarıma.
Kaç geceler bir kez bile
Kirpiklerimiz kapanmadan sabaha dek
Sarmaş dolaş kaldık biz.
Kaç geceler uyumadan,
Güneşi penceremizde bulduk biz...
Ah benim sabırlı anam!
Aslan yatağının çilekeş insanı!
Bir güne bir gün erinmeden, yerinmeden
Dayandı / ağlamalarıma.
Onca yük verilmişken omuzlarına
Yine de sızlanmadı.
Belli ki
Aslan yatağından alıyordu gücünü.
Gömüyordu yorgunluklarını
Gecenin soğuk / sağır karanlığına.
İki ağabeyim,
Aslan yatağının bekçileriymiş meğer.
Biri gitmiş Edirne’ye,
Biri çakılmış Mardin sınırına...
Onların mektuplarını okuyor anam / mağrur
Oturup baş ucuma.
Dudakları kıpraşsa da gülmek için
Bilirim ki yüreği ürkek
Ve yine bilirim ki
Anam eksik onlarsız.
Ama herşeye rağmen dik başı.
Aha şu kale gibi........
Yalnız bazı günler,
Dalıp dalıp gidiyor uzaklarına.
Yüreğinin bir ucu Mardin’de
Diğer ucu Edirne’de.....
İşte o iki ucun arasında
Bana da var / sıcak bir yer.
Öyle büyük ki yürek
Bulunur / sığınacak bir yer hepimize...
Fırtınalar kopar bazen o yürekte / deli deli.
Kapılır giderim zaman zaman
O yüreğin fırtınalarına.
Derken
Allah’a dualar eden o ağızdan
Ilık bir rüzgâr gibi ninniler döküldü geceler boyu.
“ Dandini dandini dastana
Danalar girmiş bostana.”...
Bir de / hiç unutmam,
Beşiğimde sallanırken
Bir o yana, bir bu yana
Yukarıdan bir çift mavi göz,
Sevgiyle bakıyordu bana...
Diyordu ki o bir çift mavi gözün sahibi:
“ Bugünün küçüğüsün,
Yarının büyüğüsün.”.....
” Büyü küçük yavru.
Bir kuş olup uç da gel
Şimşek olup çak da gel
Yurdumun karanlıklarına.
Devam etti mavi gözlü kahraman:
“ Bu aslan yatağı
- ki, sana ocak olmuş, kucak olmuş –,
Bir kutsal emanettir her yeni doğana.
Azgın bir selin önünden
Kütük kurtarır gibi aldık onu biz,
Toprağına / kanımızla
Kahramanlık öyküleri yazdık biz...
Kulak ver / dinle! ...
Senin için toprağa karışmış şehitlerin
Kulak ver çağrılarına...
Bu aslan yatağının çeşmelerinden iç,
Ekmeğinle doyun.
Ama,
Ona olan görevini sakın unutma! ”
İşte,
Beşiğimde yattığım bebekliğimden bu yana;
Hiç gitmedi gözlerimden mavi bakışlar.
Ben büyüdükçe
O mavi bakışlar da büyüdü..
Neresine gittiysem bu aslan yatağının,
Hep o mavi gözler çıktı karşıma...
Bunun içindir efendiler,
İşte bunun içindir:
O kadar yıl geçti de,
Mavi gözlerin bakışını unutmadım.
Onun gösterdiği yoldan hiç ayrılmadım.
Sakın ola ki,
O mavi gözlüyü unutma / unutturma........
Bu aslan yatağı onun emanetidir sana.
O bir beşik,
O bir ana kucağı,
O bir baba ocağıdır / her Türk insanına.....
Sazı bizim, sözü bizim
Taşı bizim, toprağı bizim...
Aldanma efendi kılıklı / kuş yüreklilere...
Ve gözün gibi bak bu aslan yatağına.
Bil ki senin
Bir çift mavi gözlüden başka
Başka atan yok.
Bu aslan yatağından gayri,
Sana kucak açan başka vatan yok.
Kayıt Tarihi : 2.6.2004 22:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
sevgi ve saygılarımla
ilkgül çelebioğlu
Saygı ve sevgiyle ..
ahmet aksoy
TÜM YORUMLAR (5)