'O' aksın gitsin istersin içinden sellerle
fırtınalar kopar söker bir bir umutlarını
dalgalar delirmişcesine vurur
olabildiğince acımasız gönlünün kıyılarına
içinde volkanlar patlar
yakar gider ''o'' nun suretini
yağmurlar yağar yüreğinde
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
ölüdeniz kadar sessiz
bir o kadar sakinsindir...
yaşarken ölmek nemi?
O an, bu andır işte..
Begeniyle okudum
EVET KOPAR...EN BÜYÜK FIRTINLAR HEMDE...
Başarılı bir çalışma antolojim ve tam puanımla sizi kutluyorum
Hünü temel alan ve mükemmel anlatan harika bir çalışma... Tebrikler
günbete yeldegirmenlerine biteze 17 yıldır hasretini çektiğim bodruma selam olsun ....
kaleme sağlık
sen...
ölüdeniz kadar sessiz
bir o kadar sakinsindir...
Ama yaşarken ölmek nedir diye
Sorarsan bana
O an, bu andır işte.
Kulak verirsen anlarsın
Ölüdeniz içinde kopan fırtınalara..
Güzel çalışmanızı kutluyorum sayın Sevgi Akkaya...
O AN BU ANDIR İŞTE KARDEŞİM YAŞA YAŞAYABİLDİĞİN KADAR YAŞANACAK TÜM GÜZELLİKLER ADINA YÜREĞİNİ SEVGİYLE SELAMLIYORUM BODRUMA SELAM ÜSTADIM
Tam da yumurta çürüdü, bozuldu yenmez artık dendiği anda o çürüğün içinden taptaze, yepyeni minik ve masum bir yavru civciv doğuyor; henüz kırkırdağı tam sertleşmemiş gaganın kırdığı kabuktan...
Ölüm, yaşamın vaz geçilmez ikiz kardeşidir. Tıpkı 'Tek Yumurta İkizi' gibi; birinin hissiyatı diğerini de etkiler. Ölüm, dirim demektir, nefes, can demek...Yaşıyor olmak, farkındalık demektir. Ölümün öncesidir DİRİM...Dirim' in gelecekteki bitiş noktasıdırÖLÜM...
Duygularımız, düşüncelerimiz, yaşam renklerimiz de böyle bir döngü içinde gelgitlerle yer değiştirir. Bazı karanlık olur bazı gece...Bazı hıçkırık olur bazı hece, yaşam...Her var oluş bir ölüme, her ölüm bir var oluşa, bir dirim' e kapı aralar.
Aşk' ta böyle bir şey... Hani, ' öldüm, bittim, yıkıldım...' deyip, başımızı kuma gömdüğümüz bir anda, gri bulutlar kızıl bir ufka dönüşür, umut yüklü, tahrik edici bir yaşam cıvıltısıyla, davetkâr...
UMUT güzel şey...Umuttur yarına uyandıran...
Değerli Sevgi can, dizeleriniz çok güzel, çok içten...Kaleminize, sevecen özünüze saygı ve dostlukla...
Sevginin, siteme dönüştüğü dizelerden oluşmuş güzel bir şiirdi Sevgi Hanım,
Bu güzel şiirinizi ve sizi gönülden kutluyorum,
Saygımla sevgimle efendim,
Ünal Beşkese
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta