Light-seen in death-layer...
Related with this layer but;
Light gave birth:
But life (too) gave birth:
…What must i do, Adagio
… (Even punctuality is good but life, not)
…For -in life- punctuality?
…Coz, rituals o’love’re real-duality!
Oh Adagio, i love thee;
Upon the hills beneath me!
: Of ‘the secret-shelter’
Love’s standing in the shelves,
Like “the Sun-surrounded”
By the Moon, by the Moon
: Life’s a roller coaster;
(And, ain’t rollicking)
For ‘the Aurora Borealis’,immortality!
Igloo told Eskimo;
That Spring is good:
Hissed, honey; ‘n then she kissed!
She, with a busy-hoe,
Brought dew ’n hoarfrost:
Brought for the sunny-glorious;
(Bulldozers exterminated forests,
But forests’ve gained from sand)
Hewn, armour to its toxic-cement.
Re-blossomed, this cement:
It was not an arsenal like armour;
Rainbow-alike-rose-bed,
You spoon-child:
… Belief in a child!
Belief in a wild:
Belief's tired!
Not all the doors almost’re shut;
But especially, abyss got ‘a thin-cut’:
Squeeze! coz you sneeze;
Cry, like rain, next to pain’;
For not missunderstanding:
Missed, you have always,
When you really understood;
While beating the disease, i!
-
türkçesi
Ölüm katmanının içindeki; görünmüş olan ışık...
Işık fakat verdi hayat, bu katmana.
Hayat (da) canlı doğurmuştu ama.
Ne yapmalıyım, Adagio -
İçindeki dakiklik için (bile) , hayatın?
(Sevgi sunmadaki kişilik için, kişinin kendisinin)
Çünkü sevgiye ritüeller, gerçek birer ikilem!
Altımdaki tepelerin hemen üzerinde;
Oh, Adagio, sizi seviyorum!
Gizli sığınağın;
Sevgi ayakta duruyor raflarının içerisinde
…Çevrelenen Güneş gibi, Ay tarafından:
Hayat bir ‘lunapark-sürat treni’,
(Ve bu yönüyle, değil eğlenceli)
Kuzey ışığı, ölümsüzlük için!
Dile getirmişti, Eskimo kulübesi Eskimo’ya,
İlkbahar’ın güzelliği hakkında:
Tısladı sevgili ve sonra da öptü;
Bu, bilmem kaç kere göründü:
O kadın, çalışkanlığı ile çapasının;
Yağmur olan’dan çiy ve kırağı getirmişti ilk kıştan:
Güneşli bir haysiyet için getirmişti;
Buldozerler soy kazıdı ormanlarda,
Fakat ormanlar, kum’dan kazançlıydı
(Sınırsız bir kumsaldı, onların yayıldıkları yer)
Zehirli-çimentosu’na, yardı balta ile zırhı
Ve yeniden çiçeklendi bu meyve ağaçları,
Bu çimento: Bu özelliğiyle;
Değildi çimento, silah deposu; zırh gibi.
Gökkuşağı ilhamlı gülyatağı,
Kaşık-çocuğu:
İnanç, çocuktaki; güven, çocuktaki...
İnanç, vahşideki:ondaki güven...
İnanç, koşudaki: güven, koşudaki...
Güven yorulmadı; İnanç, yoruldu:
Hemen hemen tüm kapılar kapanmıyor;
Fakat özellikle, dipsiz kuyu’nun, bıçak izi, sevginin yüzünde -
Sevgi, derinlerde bile, sürebildiğinde.
Ez; çünkü, sen hapşırdın...
Ayrılık acısının yanı başındaki yağmur gibi!
(Ama ve ağla,
Ayrılık acısınına bitişken yağmur gibi)
... Fazlaca anlaşılmaz olmamam için:
Hep özlem, senin yüreğinde;
Sen durumları hakkıyla kavradığında -
Hastalık kaynatanları mağlup
Etmek ile uğraşırken ben.
-
açıklama:
hoarfrost: kırağı
dew: çiy
roller coaster: lunaparktaki sürat trenlerine verilen ad.
rollicking:neşeli, eğlenceli, cümbüşlü
hewn: balta ile yarmak (hew’in geçmişi)
axe.balta
armour: zırh
igloo: üstü ve duvarları buzdan veya sertleştirilmiş kardan yapılan Eskimo kulübesi
hoe: çapa
squeeze: ezmek
sneeze: hapşırmak
hiss: tıslamak
cement: çimento
blossom: meyva ağacı hk. Çiçek vermek
anlamlandırdığım:
Have missed:özleme sahip olmak anlamında burada, özlemek
Kayıt Tarihi : 9.7.2004 01:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
sağol
çok teşekkür ederim, gönülden
'school's, u: me, nuthin:)))
çok tşklerrrr
TÜM YORUMLAR (6)