bir peygamberdir o aramıza tekrar katılan
bir peruklu peygamberdir o aramıza tekrar katılan
eski ahit'te bir de sakalı vardı
kestirdi hepsini paterson'a gittiğinde
mikrofonu da vardır boynuna asılı
şiir söyleşisinde
ve şairden daha fazlasıdır
ve o habire bir şiir yazan bir ihtiyardır
aklına gelen üçüncü şey ölüm olan
ve bir ihtiyar hakkında
bir şiir yazan
aklına gelen üçüncü şey ölüm olan
ve bir ihtiyar hakkında
bir şiir yazan bir ihtiyar
quaker yulaf ezmelerinin üstündeki resim gibi
bir kutuyu tutan birisini gösterir
tuttuğu kutuda da bir başkasının resmi
bir başka kutuyu tutan
ve şekiller gitgide küçülür
ve her defasında biraz daha uzağa
büzülüp küçülen bir gerçekliğin resmidir
bir peygamberdir o aramıza tekrar katılan
görmek duymak dosyalamak için
küçülüp büzüşen bir dünyanın
gidişatı hakkında elden geçmiş maruzatını
kopçalı düğmeler vardır gözlerinde
onlarla açar gözlerini
varoluşun adımlarına
ve gerçekliğin mahiyeti üzre
ayak bağı şayialara
ve kendiliğinden sabitleşir gözleri
tepsi gibi insanların nesnelerin üstüne
ve bekler hareket etmesini
ölü beyaz bir fareyi tutmuş bir kedi gibi
kaçıp kaybolacağından şüpheli
varoluşun belli belirsiz ışığı
ve usulca bekler
çünkü her şey bir gün kendini ele verir
ya da her kadın ya da her erkek
ve tanrısı'nın kuzusu kadar uysaldır o
kızgın pirzolalara dönmüş
ve şüpheli her nesneyi yakalar
ve herkesi her şeyi eline alıp
anlamak için evirip çevirip sallayarak
tıpkı bir parça lastik bulmuş bir beyaz fare gibi
tuttuğu şeyi canlı sanıp da
konuşsun diye sallayan
canlansın diye sallayan
konuşsun diye sallayan
bir kedidir o geceleri sürünerek gezen
ve gökyüzü eflatuna dönerken nirvanaya çekilir
ve çırpılacak üç elin sesine kulak kesilir
ve beyninin eleğinden geçen yazılarını okur
varoluşunun hiyeroglifini
bir ibnedir o bastonuna tutunup konuşan
iki bacaklı bir telsizdir o
ve ahizesini ağzına götürür
ve ahizesini kulağına götürür
ve duyduğu ölüm ölümdür
bir başı vardır bir de dili sallanıp duran
ağzının gerisinde
ve bir hayvan diliyle konuşur
ve ademoğlu bir dil keşfetmiş ki
başka hiçbir hayvan anlamaz
ve onun dili görür ve onun dili konuşur
ve kendi kulağı duyar ne dediğini
ve yapışmış başına bırakmaz
ve duyduğu ölüm ölümdür
ve bunu söyleyecek bir dili vardır ki
başka hiçbir hayvan anlamaz
bir ağaç köküdür o çatallı yürüyen
kafasının ortasında budak deliği gözleriyle
ve gözleri içe dışa dönüp durur
ve görür ve çıldırır
ve çıldırır ve görür
ve o dördüncü tekil kişinin kızgın gözüdür
ondan kimse bahsetmez
ve dördüncü tekil kişinin sesidir
o sesle kimse konuşmaz
ve yine de vardır
yumurta kafası ve parşömen suratıyla
ve ölümün uzun çılgın saçlarıyla
kimsenin bahsetmediği ölümün
ve o kendinden bahseder ve ölüsünden bahseder
ölü anasından ve rose halası'ndan
onların durmadan büyüyüp duran
uzun saçlarıyla uzun tırnaklarından
ve onlar manikürsüz çıkar gelirler o konuşurken
ve simsiyah saçlarıyla gelmiştir o
ve siyah gözleri ve siyah ayakkaplarıyla
ve kara kaplı koca kitabıyla maruzatının
ve koca kara bir kuştur o tek ayağı havada
kendini ele veren hayatı duymak için
duyu merkezinin kabuğunda
ve o şarkı söyleyip derisinden kurtulmak için konuşur
ve diliyle gagalayıp durur kabuğunu
ve gözleriyle yumruklar kabuğunu
ve gördüğü ışık ışık duyduğu ölüm ölümdür
kimsenin bahsetmediği ölüm
bir baş gibi bir baş olduğu içindir
ve kertenkeleye benzediğinden
ve açık tasviri kapı olduğundan
durup beklediği ve işittiği bir kapı
kapıyı çalan ve alkışlayan ve alkışlayan ve çalan eli
ölümünü ölümünü
kendi ışığıyla kendinden geçtiği içindir
ve kendi kendinin sanrısı olduğundan
ve kendi kendinin deli doktoru olduğundan
ve gözü dünyanın büzüşen kafasında döndüğünden
ve duyduğundan aletinin ölüm ölüm dediğini
bir sağır müzik
dünyanın sonu geldiğinde döndüğü içindir
ve bir fiskeyle sözcüklere can verdiğinden
ve söylediği sözcükleri etinde hissettiğinden
ve de sözcük ölüm olduğundan
Çeviren: B.H.Ergen
Lawrence FerlinghettiKayıt Tarihi : 9.11.2008 00:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)