hak suretidir âlem-i imkân ile âdem
bundan güzeli nerde ki cennet'te mi sandın
her yer ne güzel menba-ı hüsn, insan güzeli
sen de bu cemâli, huri gılmanda mı sandın
her yerde, fakat arifin kalbindedir allah,
gittiğim bütün hekimler aynı şeyleri söylediler
söz birliği etmişcesine
'aşk hastalığıdır bunun adı
ve çok sarsar insanı bu yaştan sonra'
Devamını Oku
söz birliği etmişcesine
'aşk hastalığıdır bunun adı
ve çok sarsar insanı bu yaştan sonra'
Saygı ile..
Türk şiirinin temelinde taşı bulunan, büyüğümüz Kenan RIFAİ'ye Tanrı'dan rahmet diler, seçkiye teşekkür ederiz.
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikjçi-bilim uzmanı*
Oruç tutar bütün gün,
Midem yapıyor düğün.
Gören var mı oruçtan,
Hain nefsin öldüğün.
Ramazanın adı var,
Ne de güzel tadı var.
Bak kuş olmuş uçuyor,
İki de kanadı var.
Ağaç çiçek açıyor,
Tut orucu kaçıyor.
Kaçırırsan çok yazık,
Sana sağlık saçıyor.
Geldi işte gidiyor,
Kim ne yaptı biliyor.
Kim tuttu ise onu,
Günahları siliyor.
Tut yakala sen onu,
Öğretsin sağı solu.
Bir eli sende olsun,
Cennet’te onun kolu.
Kanatları gümüşten,
Doğru söyler enişten.
Ramazan kaçıyormuş,
Bak yokuştan inişten.
Verir sana çok ilmi,
İmtihandır değil mi?
Seni sınıyor Rab’bim,
Sadık mısın,değil mi?
Kuşak düşsün belinden,
Tevbe çıksın dilinden.
Tertemiz çıkaracak,
Günahların kirinden.
Zekat verdin elinle,
O da gelir seninle.
Ramazanı kaçırma,
Onun sözünü dinle.
Sahur vakti geçiyor,
Günahları biçiyor.
Geldi gider mübarek,
Âşk şerbeti içiyor.
Mealli Kur’an oku,
Tefsirle ilim doku.
Ramazan bir fırsattır,
İşlemez şeytan oku.
8.9.09
Şiirinize verilen notu 5.8 olarak gördüm. Bu nasıl terazi ki ondayı değil neredeyse yüzdeyi ölçecek. Altın sarrafın elinde olmayınca, ne yazık ki ayarı bilinmez. Üzüntülerimi ifade etmeğe çalışıyorum.
Muhterem efendim,
İnsanın bu dünyada nasıl yaşayacağı, şairane ancak bu güzellikle ifade edilebilir. Yaşıyorken sıkıntı diye adlandırabileceğimiz hallerdeydiniz, şimdi bu sabrın karşılığı olarak Rahman'ın rahmeti ve mükâfatları ile berabersiniz. Nurlar içinde yatın.
Biz de ceddinizle sizin şefaatleriniz münasebetiyle rahmet dileriz.
Anlamı yüksek bir şiir ve klasiklerimizden tarzda ....saygıyla
Tüm yorum yazanlara en yüksek düşünceyle katılıyorum....anlam terkip ve tamlamasıyla ağdalı ama anlamı çok semavi....saygıyla
Derlerki, 'kul hûda'yı nasıl bilirse Hûda kulu öyle bilir'
Allahü Teâlâ razı olsun insanlara hak ve hakikati bildirenlerden Allah kendisinin rızasını gözenenlerin kalplerindedir. Bir zatı muhterem şöyle bir not düşmüştür. Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır. Çünkü küçücük bir beldenin bile bir başkanı var. Neden ülkeler ordu oluşturuyor. Şeyhlerinde şeytana karşı ordu oluşturması yapılacak en güzel güç ve hayırlı iş şair ne güzel demiş sırat dünya da geçilir sırattan düşenler dünyada günah işleyenlerdir. Sıratı geçip geçmediğini merak ediyorsan dünyadaki haline bak. İnşallah geçenlerden Kevser’den içenlerden eylesin. Allahü Teâlâ insanı en güzel ve en şerifli suret de yaratmış verdiği akıl nimetiyle meleklerin bile derecelerinin üzerine çıkacaklarını bildirmiş veya hayvanlarda daha aşağıya ineceklerini de bildirmiş. Hayırlı Ramazanlar
Şiir, dirâyet mi rivâyet mi tefsiridir?
Cenabı Hak ki kul yapısına yemin etmez...Kur an deryasında yüzdürülen gemilerden söz açar ve asıl maksadının suyun kaldırma gücü ile yerçekimi arasındaki münasebetin bilinmesi mecburiyetini n'asılda, şuur rivayetlerinin karşılık bulacağı yüzyıllara iletmek olduğunu ustalıkla saklı tutar.
İşte Dünya dediğimiz; ''hissiyat alanı'' nutku tutulanlara şiir kapılarını açarken, ''istikamet dirâyet i şahikasıdır kelâmın ki yek pir i Cenab ı Haktır
Bir aslıya suret yazanlar; geh Fuzuli, geh Nedim, geh Rıfai oldu
Eyvallah
Firavun Duası
Savrulup bezm-elestten düştüm tuhaf bir âleme
Sonu yok bir hicran ile orta yerde kalakaldım
Hep görmezden geldi gönül âlîleri velileri
Şeytanın atına binip kendi külhanımda yandım
Bir medar-ı maişeti bahane edip dünyada
Mal mülk para sevdasından yarım yamalak inandım
Sular tersine akar mı eyvah ki gençliğim gitti
Birkaç afet-i dünyanın sahte gülüşüne kandım
Kör sabahın seherinde ağzım şarap dilim küfür
Büyülü ezan sesiyle bin parça kırılan camdım
Leyli Kadir gecesinde nurlara gark oldu cihan
Beynimde sonsuz infilak eyvah ki yine aldandım
Bir sahipsiz mürted ruhu dolaştırır şaşkın bir can
Son umudun kapısında kainat gülünü andım
Tövbe mağfiret Ya Rabbi say ki Firavun duası
Senden geldim sana döndüm kabul eyle bu son andım
Mehmet Binboğa
1 Ağustos 2011
Eskişehir
Nutk-u Şerif
hak suretidir âlem-i imkân ile âdem
bundan güzeli nerde ki cennet'te mi sandın
her yer ne güzel menba-ı hüsn, insan güzeli
sen de bu cemâli, huri gılmanda mı sandın
her yerde, fakat arifin kalbindedir allah,
yoksa sen onu arz u semâvâtta mı sandın
dünyâ diyerek geçme sakın, burdadır her şey
mîzân ü sırât'ı mutlaka orda mı sandın
cennet ü dûzah, gamm ü sürür, zulmet ile nûr
yaptıklarının gölgesi, hâriçte mi sandın
bilgin sana kıymet, talebin neyse osun sen
insanlığı sâde yiyip içmekte mi sandın
hâlin ne ise müşteri sen oldun o hâle
noksanı meğer adl-i ilâhîde mi sandın
fikrim bu benim, virdim ise her lahzada âh
sen âh-ı ateş-sûzumu beyhude mi sandın
yeniler her âh ile ken'ân ahd-i elest’i
ahım acaba nefha-yı hâbîde mi sandın
dûzah: cehennem
gamm u sürür: hüzün ve sevinç
vird: sık sık ve devamlı okunan dua
âh-ı ateş-sûz: yakıcı ateşin ahı
ahd-ı elest: bezm-i elest'te yapılan ahd
nefha-yı hâbîde: uyuyanın esneyişi
Kenan Rıfai
HAYIRLI HUZURLU RAMAZANLAR DiLiYORUM TÜM iSLAM ALEMiNE: BU GÜZEL VE ANLAMLI SiiRi TEBRiK EDiYORUM:
Ebu Said el-Hudri Radiyallâhu Anhın rivayetine göre Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:
“Sahur yemeğinde bereket vardır. Bir yudum su bile içecek olsanız sahura kalkmayı ihmal etmeyiniz. Çünkü sahura kalkana Allah rahmet eder, melekler de bağışlanmaları için dua ederler.” (Müsned, 3:44)
Sahura kalkmak iki türlü berekete vesiledir. Birisi, sahur yemeğini yiyen insanın gündüz oruç sıkıntısını çok daha az çekmesi, oruca dayanıklı olmasıdır. Böylece Cenab-ı Hak onun rızkına, yediklerine bereket, bolluk ihsan eder.Diğeri de, seher vakti uyanık kalmakla insan, ibadete, duaya ve zikretmeye fırsat bulur. Çünkü sahura kalkamayacak olsa o bereketli saatleri uyku ile geçirecek, dolayısıyla manevî hissesi az olacaktır
.Hadisteki teşvik bu iki noktanın sağlanması açısından önem taşır.Ayrıca Peygamber Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem iftar yemeğini acele tutarken, sahur yemeğini geciktirirdi. İmsak vaktinin girmesine yakın zamana kadar bekler, o zaman gelince yer içerdi. Çünkü, yemek ne kadar geç yenirse o kadar geç acıkılır, oruca daha hazırlıklı olunur.
Enes’in Radiyallâhu Anh rivayetine göre ise Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem sahur yemeğini yememizi özel olarak tavsiye ederek şöyle buyururlar:
“Sahur yemeği yiyin, zira sahur yemeğinde bereket vardır.” (Buhari, Savm: 20, Müslim, Sıyâm: 45; Tirmizî, Savm: 17; Nesâi, Savm: 18.)
Oruç ibadeti Hz. Musa ve Hz. İsa’nın şeriatında da vardı. Çünkü oruç semavi dinlerin ortak ibadetidir. Bakara Sûresinde:
“Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Umulur ki, takvaya erersiniz” buyurulur. (Bakara Sûresi, 183)
Sadakallahülazim...
Selam ve dualarimla...
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta