Dağı-bağı aşarlar,
Dosttan dosta koşarlar! ...
Pis ADAMA şaşarlar,
Balım’la Nusret Turan! ...
Yürekleri aynıdır.
Doğru söyleyeni kovarlar
Yalancı olur baştacı
Kusur söyleyeni sevmezler
Yalaka olur baştacı
Sen kendini övemezsin
İnsanlığı bilemedik,
Bir ekmeği bölemedik,
İş gücümüz dedikodu,
Üretmeyi bilemedik.
Hep “Ben” dedik, “Ben” de kaldık
Dertlerimi paylaşan
Sevinçlerime
Ortak olan
Saçlarına
Ak düşen
Canım eşim
Güzel yurdumun yeşili
Tarih kokuyor her yeri
Livapaşa, Etnoğrafya
Yiğit yeri Kastamonu
Doğa, denizin iç-içe
Bugün onyedi mart
Yıl, ikibiniki
Senin doğum günün
“Kocaman oldum, yirmiyedisine girdim,
evlendim” diyorsun.
Hayır kızım, hayır! ..
Geldim geleli bu fani dünyaya
Bir defa olsun yüzüm gülmedi
Hep ağlamakla, sızlamakla geçti ömür
Ne yaptım acep bilmem feleğe
Birgün gelirde benim de yüzüm
Yemin ettim artık sitem etmiyom,
Vefasız dostlara selam vermiyom,
Ağaya paşaya boyun eğmiyom,
Yaman KARABAŞ’la yoldaş eyliyom.
Telefonu attım haber almıyom,
Kara kız gel sen bana,
Oturalım yan yana.
Üç sen söyle bir de ben,
Gidelim yedi yana.
Çalsın eller davulu,
Baba, hastalık sana yakışmıyor,
Bak, daktilon da susmuş çalışmıyor.
Üzgünüz babacığım, çok üzgünüz,
Sessiz şiirlerin tadı olmuyor.
Toros çiçekleri boynunun büktü,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!