sahipsiz bir odayı taşıyor terkisinde
koltuğuna kıstırılmış kolları hareketsiz
parmak boğumlarında bir kangrenin izleri
…günbegün ilmek ilmek prangalı hayatlara…
barışları satarak aldığın savaşlarla
Gitmediği iklimlerden yara aldı
atımın ayakları.
içmedi su yaban ellerden…
çağrısını duyduğu pınarın
eteğinde sabahladı;
susuzluğu, ömrünün…
Küçük yaşlardan beri korkarım, sabahın sükûtu zordur
kimse yoksa ayakta, kapıdan alınmamışsa gazete
hangi evladın acı haberi bir kıvılcım gibi saklanmışsa,
bir kıvılcımı daha kaçmasa ışığın, odamın ağzından içeri
çünkü her şey yağma için hazır
hazır... çünkü kibrit gibi her şey...
gülü bağrında söndürülmüş bahâr gibi, alev alev ve içli
uyuştu elleri göç vaktinin…
seherin yola düştüğü köşenin kıskacında
hatıranın dünden düne boğulmuş elleri,
nasıl kelepçe vurur deme!
han kapılarına...
Bütün köşe başlarını tuttum
evet, öyle sanıyordum
bütün köşe taşlarını
bir dağılmış ben içinden
sana çıkan, bütün…
penceresi içe dönük evlerde
övünüyor bir çukur yer, övülüyor düştüğümüz yer
her şey bileniyor zamana her şey yenilenirken
kılıçları şavkımayan bir kuru kavga
adım adım körelen yenilgidir bizimki
oysa...
yok öyle süslü ayak oyunlarımız bizim
profesyonel değiliz bayım
ama bizim de bir tarzımız var
kelâmı incitmekten imtina sözler ile
kimi kabuğuyla kimi özüyle
bir kargış yükseltmeyiz bir seyirlik yer için
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!