Ayrı zamanlardı, iki karanfil buluştuğunda
Sıcak, çıplak tepe başında
Boylu boyunca düştüler, yan yana
Beyaz Dağ'ına Dersim'in,
Bir karanfil kendi renginde
Bedenine saplanmış kör bir kurşun...
Uzak diyarlardan adres sorulurdu
Ve saplanırdı bedenine, bir kurşun daha.
Son mermisiydi Beyaz Dağ'da
Çarpışmadan arta kalan
İndirmeden kirpiğini, onu da Hüseyin aşkına
Sıkıyordu karanlığın bekçisine.
Dizleri dermansız, doğrulamazdı yerinden
Son nefesine yakın, hayat bir film şeridi gibi
Ama bitmemişti haykırmalar
Ve mavzerini kırıyordu kayalara vura vura
Sonra, fırlatıyordu uzaklara
Parça parça,
Ki geçerse de ellerine kör kurşunun
Kullanılamaz halde geçsindi gaye...
Ayrı zamanlardı dağlarda iki karanfil buluştuğunda
Karanfillerle
Kör kurşundu yıkılası Eleziz sokaklarında
Saplanmıştı bedenine,
Kan anonsu geçilirken mahalle sakinlerinden
Sokaklara pusu atılmıştı
Korkaklardı, doymamışlardı kana
Karanlığın ortasındaydılar kana doymayanlar.
İlk kurşundu sırtından giren
Kalbinden vurup geçerdi
Ve nabzın son atışlarında çevirirdi gözlerini yoldaşça,
Yarasını kaparken bir eliyle
Sıcak gülümsemesine diğer eliyle
Pusuya yatanları gösterirdi.
Korkaklardı, doymamışlardı
Salya akıtır, kanla beslenirlerdi
Kabarırdı ulumaklı sesler
Eleziz sokaklarında...
Şimdilerde portreleri ellerindedir ora insanının
Duvarlara renk verirken gülümsemesi
Dağlar aşılırdı O iki karanfille,
Toprağa - güneşe - ateşe
Yağmurun çiselemesinde
Ayrı ayrı zamanlarda gülümsediler
Rüzgarın okşayışında inlerken çınar
Gülün rengine...
İki karanfil düştü ateşe
Bahara ton verdiler, daha da verecekler
Dersim'in dağlarında...
(Ezgilerde Kaldı Yüreğim 1.Kitap)
Ercan CengizKayıt Tarihi : 26.8.2005 00:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!