İçimdeki fırtına
Esse dağlara doğru
Yamaçlar dayanamaz
Eğilirler önünde
İçimdeki fırtına
Atmacada hızlıdır
Fırıl fırıl gözlüdür
İki üç beş yüzlüdür
Memleketin yağcısı
Palavrayı savurur
Yabanları dermeyelim
Başkasını görmeyelim
Yalvarırım Allah’ıma
Ele meyil vermeyelim
Yükseklerden uçmayalım
Deli gibi esen yelden
Boz bulanık akan selden
Sazımdaki dertli telden
Sorar oldum nazlı yari
Uzayıp da giden yoldan
Ne çok sevdim bilirmisin
Gel dedim mi gelirmisin
Hep yanımda kalırmısın
Söyle bana ela gözlüm
Mutsuzluğu kovarmısın
Karşı dağlar duman oldu
Gönül nazlı yâri buldu
En sonunda yüzüm güldü
Şükür olsun rabbim sana
Güz ayında çiçek açtı
Her deminde hasret ekmek
Damla damla yaşlar dökmek
Alev alev için yanar
İşte böyle özlem çekmek
Dalgalıdır kıyıları
Seller olup bendi aşsam
Özleminle dolup taşsam
Onulmaz dertlere düşsem
Sen tabibim olurmusun
Diyarı gurbette kalsam
Karanlıkta seçemem
Soğuk sular içemem
Beni idam etseler
Yar senden vazgeçemem
Günü güne eklerim
İnsanoğlu yaşadığını sanır,
Halbuki bu yaşamak değil.
Yelken açmış çıkar denizine,
Kıskançlık rüzgarı ile savrulur.
Bencillik ateşi yakar yüreğini,
Yüzsüzlük yağmurunda ıslanır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!