İstanbul’a dönmüşsün
Biraz ben biraz gölgem
Sarhoş ölülerin
Sokakların ayyaş
İnsan olan kayıp olur
Ama yok işte
Çok acı var ha!
Çok acı var demek!
Kır direksiyonu uçuruma
Artık daha çok acı var.
Zikrim, feryadım: çok acı var
Git. Git. Git
İnanılmaz derecede yalnızsın.
Zeplinler yanmasaydı
Bir başına uçamazdın
O soytarının altında
Daha farklıydı insanın hayali
Onlar ölmeselerdi
Öldürürmüş
Bilmezdik
Onlar kaçmasaydı
Kaçılmalıymış, kaçılabilirmiş
Bilmezdik
Gizli yaralarım yüzümde açık
Su geçirmez giyindiğim
Bir kutsal ölü gibi taptaze ulaşabilirim son güne
Dalgalar, izinsiz eyleminde yediği su bir provokatörün, çaresiz.
En duyarlı yerde ipince bir savunmasızlık
Korkum bu idi ve başıma geldi
Bu türkü benim, sen söylemiş ol
Onlar da söylemiş olsun
Başkaları dinlemiş olsun, dinlememiş…
Umurumda değil, bu türkü benim.
Çıkın evden, kapıyı kilitleyin üstünüze
Anahtarı dünyanızın birikintilerine bırakın
Denizlerde kayıp tanrılar bulunur, o bulunmaz
Ey insanlar, acınızı anlamam ama halinize gülerim, kaybettiniz.
Taşların altında tapınılanlar
Söylemek istediğim
En büyük tutkudur
Düşünürken gizlediğim
“kırılırsa” dersin
“sızar usul usul”
Ben hiç yüreğimde gizlemedim
Aklımdan bir çocuk geçti.
Sevdim gözlerindeki şaşkınlığı,
Düşlerimi gördükten sonraki.
Çocuk,
Hangi düşüm,
Kararır Ay’dan düşen damlalar
Kayıp yarısından sızıntı
Peygamberden bir çiçek gibi yıldız isteseydim kayıp yarıda
İnanmışken hâlihazırda
Bana, ne derdi
o aşk... keşke...