Taşa benzetirken kalbimi haklıymış babam
Duygu yoksunu bir kalbin önde giden neferiyim,
Şahlansa da dörtnala davaya vefam
Gönle akan nurların ne sebebi ne feriyim
Hasrete gebe bülbüllerin düşündeki güldüm ben
Ağlamak isteyen ruhuma, bir bahane yeterdi
Çehremi saran ışık, biraz gözyaşı ve terdi
Dört duvar, iki kişi; bekleniyordu üç
Soğuk oda, ağır zaman; nefes almaksa güç
(Dilence, dileğince anlamındadır)
Âlemlerin Rabbine hamd-ü senalar olanca
Âlem senin manzum senin, et tasarruf dilence
Hakkımız mı var ki, her şey fazl-ı keremce
Felek senin kanun senin, döndür çarkın dilence
Kim demişse önce can sonra cânân
Ya nefs içün yaşamış ya da hayvan
Gül dermek çün bekleme sen baharı
Diğergâm ol yeter, her dem kokar güller
Durunca dimağ tıkanınca zihin sor kalbine
(Şiirden önce hikayesini okumanızı rica ederim)
Ayrıldın ya, yerin dolmaz artık gönlümde
Değil yar, dünya girse yine boş hanem
Ne koysam yerine hep boş, hep boş kalıyor
Sensiz bu boşluk hiç dolmuyor Annem!
Zaman, ahir zaman deyip çekilme sakın aradan
Ne yazmışsa kadere, amenna Yaradan
Aldatan olmaktansa, ben olayım aldanan
Ele anlatsam halimi, anlar mı diye şüphem var!
Maskelenmiş suretler, kaparken hep ufkumu
Adalet terazisin, düşünme tek kefelidir
Bir kefesi burdaysa, diğeri mahşerdedir
(01.01.1994 - Kocaeli)
Yaş dokuzu buldu bulmaz el öpüpte huzurdan
Bir çıkışla çıktı gör ki sanki bir ok yayından
Durmaya hiç niyeti yok varana dek hedefe
Yol üstünde rastlasa da kıymetli bir sedefe
Zâlimin hak anlayışı
Haksızlık üzre binadır;
Haksızlık mefhumu ise
Hakkı yenilirse vardır
(01.01.1994 - Kocaeli)
İdam mahkûmuna bile son arzusu sorulur
Vurur cellat başı, sonra sular durulur
Son arzuma hilaf et, gelirse eğer elinden
Anladım ki ne gelirse, gelir insana dilinden
Bir özrü kabul son arzuya çok mudur?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!