NURİ CAN... NURİ CAN... ŞİİRİ:...Ne Giys ...

NURİ CAN......
ŞİİRİ:............Ne Giysek Yakışmıyor Hüzünden Başka

Yüzümüzü sulara bıraktık
hayallerimizi sıvası dökülmüş duvarlara
sardıkça yangınlar içimizi
yoksul bir yaşamın cenderesinde
yaralarımız üşüdü...
Önce miydi, sonra mıydı,
kar mıydı?
yağmur muydu?
bilemedik?
üşüdükçe içimize çöktü sis...

Hep sancısını çektik kahreden hayatın
ne giysek yakışmıyor hüzünden başka
eğilip bakmaya korktuğumuz,
sahipsiz mezarlara döndü içimiz.
her akşam tanımadığımız bir hicran
görmediğimiz bir ıstırap çaldı kapımızı...

Kalbimizi bir vefasız,
ömrümüzü bir hayırsız aldı
hayatın çıkmazında hep teselli aradık
buruk gülümsemeler dindirebilir mi hüznü ah! Can?
kime ne verebiliriz ki,
gönül mü?
ömür mü?
can mı?
mal mı?
yok, yok yüreğimizden başka servetimiz

Her baktığımız göz yuttu gönlümüzü
hançerini sapladı her tuttuğumuz el
hangi adaya sığınsak ihanet kokuyor.
nereye gidebiliriz ki ah! Can,
yüreğimizden başka
sokaklar çıkmaz sokak ömrümüzde,
kahretsin...

Çıktığımız her yolculukta
düştüğümüz her kalabalıkta
ıssız bir kıyıda üşüdü ömrümüz
yetim ruhumuz, nemli gözlerimizle
her gece sarılıp bir hayale,
yalnızlığımızı alıp bastık bağrımıza...

Yetimdik mevsimlerin koynunda, yaralıydık
acılarla yattık, acılarla kalktık,
bir ömür acılara acılar kattık.
kurudu gözpınarlarımız,
karanlığı siper edip gözlerimize
yüreğimizle ağladık.

Kimsesiz bir çocuğun yüreğine çizip resimlerimizi
kayıp mezarlara gömdük,
yüzümüze siper ettiğimiz gülüşleri
ve yükleyip sevdalı bir kuşun kanadına kaygılarımızı
ardında el açıp aşka ve acıya ağladık...

Hep yüreğimizde saklı tuttuk sevgimizi,
gözlerimizde, yüzümüzün hüznünde saklı tuttuk...
gökyüzünü doldurup soluğumuza
isyanımızı kilometrelere zincirleyip
kayıp bir vadide idam ettik geçmişimizi...

Gidenler dönmedi ah! Can
solgun bir güz bahçesi renginde,
boynu bükülü gelincikler gibi kaldık
yaralı uçurumları birer birer koşarak
boş yere yollara baktık, türküler yaktık
kurudu gözpınarlarımız, yüreğimizle ağladık.

Yaralı bir ülkeyiz şimdi, terkedilmiş bir şehir
nehir nehir acılar damlıyor bedenimize
önümüzde dağ dağ uçurumlar
ardımızda ölümün ayak sesleri
nasılda acıyor hayatımız ahh!

Gurbet ki, kahreden yanımız
acılara gömdüğümüz isyanımız
derdimizi kime nasıl anlatırız,
kimimiz var ki, ah! Can
lime lime yüreğimiz,
ilmik ilmik gözyaşlarımızdan başka…

Hasret ki, göçmen kuşların kanadında taşıdığı
gamdan bir dağ gibi oturmuş gözlerimize...
buruk gülümsemeler dindire bilir mi hüznü ah! Can?
kime ne anlatabiliriz ki,
ağızdan çıkan her söz yaralıyor yüreğimizi....

.
Nuri CAN

1))))) .......İLK YORUM BENDEN OLSUN.
Sevgili arkagaşım Can kedisiyle söyleşirken 'Ah Can ' ünlemesiyle yeryüzündeki 'can' larala çok hoş bir, birebir eşleme gerçekleştiriyor. Soyadını ve soyadının anlamını şiirinde kulanark bunu mükemmel bir işlevle verimliliğin doruğuna çıkarıyor......TAMAY ÖNAL POLAT

2))))) .......
mısralarınızın herbiri şiir bütünlüğünde...herbir cümlenizden satırlarca şiir yazılabilir..bana bu hissi uyandrdı...çok güzeldi sizi okumak..şiirin güzelliğinde kalın........................... SERAP ERSOY

3))))) .......
Uzak bakışların,,,,,,,,
Okyanus dalgaları sıralıyor icinde,,
İfadelerin ucurunlardan dökülen bir ses,,,,,,,
Yıkıyor kayalıkları,,,,,,,
Düşüncelerin,,,,,Martı sanki,,
Veya su kuşları,,
Şarkıları taşıyorlar göklerden,,,,,,,
Karanlıgın örtüyor,,
önünden gectiğin aynaları,,,,,,,,
Islak sokaklarda gölgeni arıyorsun,,
Bitermi gözlerindeki yangın,,
AHHH CAN,,,,,,,
Sana uzanmak cözebilir ancak,,
bu kurşun gecirmez yanlızlıgı,,,,,,,,
BU NEFİS ŞİİRE EŞLİK ETTİM KENDİMCE,,,,
BÜYÜK BİR HAZ DUYDUM,,
NURİ BEYİN YÜREGİNE SAGLIK OLSUN DİYORUM,,,,,,,
SAYGILARIMLA,,,............GÜNDÜZ TABAKOĞLU

4))))) ........
Nuri bey 'Can'ınıza 'can' katanlar var buralarda. kendinizi gurbette hissetmeyin.......................TAMAY ÖNAL POLAT

5))))) .......
'CAN' kelimesi bir defa başlı başına bana göre çok büyük anlamlar ihtiva eder. Kişi CAN kelimesini kulalndığında yüreğinde ve yaşamında ne varsa ortaya koyar. Can yaşama sıkı sıkıya bağlanmanın temelidir, CAN diye seslenmek karşımızda bulunan kişiye positif duyguları ilk anda atmışızdır zaten ve gerisi kendiliğinden gelir.

Sevgili dost Nuri beyde bu iletişimi ve yüreğinde var olan sevgiyi şiirne başlığı vererek göstermiş. İçerikte ise CAN diye gördüğü varlık ile hüzünlerini, acılarını, sevinçlerini, hayalkırıklıklarını paylaşarak yaşama daha farklı bakabilmiş.

Kutluyorum kaleminizi ve yüreğinizi. Saygılar yüreğinize ve şiri yolunuzun hep açık olmasını diliyoru.
Saygılar yüreğinize.........................................TÜRKAN DİNÇER

6))))) ......
bizle derinden söyleşi..... zaten bizi anlayan yine o içimizde ki biz değil midir
o değil midir,
en yakından ayak izlerimize usulca dokunan
gözyaşlarımıza kucak açan....
o değilmidir,
gurbetin soğukluğunda yine sımsıcak çorba tadında bizimle olan......
uzaklara asılı kalır iki çift göz, kopamaz dağlardan kekik kokan tepelerden,
ceylanların pınarından.....
gurbetin diline dolar türküsünün telini, dolar boynuna hasretin çemberini....
resimleri kadar şiirlerinin şehrinde hüzün gezmiş şairin...
sevgiyle..............................................................FATOŞ HUY

7))))) .........
ÖNCELİKLE NURİ BEYİN ŞİİRLERİNİ ÇOK BEĞENDİĞİMİ SÖYLEMEK İSTİYORUM...
BU ŞİİRDE SANIRIM NURİ BEYİN ''CAN '' DİYE İSİMLENDİRDİĞİ ASLINDA YİNE KENDİSİ..
KENDİSİYLE DERTLEŞİYOR..GEÇMİŞTEN BUGÜNE YAŞADIKLARINI,HÜZÜNLENDİĞİ ŞEYLERİ ANLATIYOR..DERİN BİR HÜZÜN VE ACI GÖRÜLÜYOR DİZELERDE..
NURİ BEYİ BU GÜZEL DİZELERİ İÇİN KUTLUYOR ÇALIŞMALARINDA BAŞARILAR DİLİYORUM..
SAYGILARIMLA.............................................SERAP ÖZEN

8))))) .......
kim bir şair kadar kendi yüreğine sevdalıdır
misal verecek bir tek kimse bulamam
diyeceğim o ki
bir şaire yar olmak çok zor
siz şımartmaya devam edin yüreğinizi Nuri bey
ve hohlamaya kaleminizi
Allah ikisinin de yokluğunu göstermesin bizlere
eyvallah! -..............................................................ENGİN HALİS

9))))) .......
Bu şiir içerik açısından dolu bir şiir. Burada bir saydafa incelenecek tarzda bir şiir değil. Yaşamın derbederliği, perişanlığı ve deyim yerinde ise; hangi dala elim atsam kırılır derler ya, o var şiirde. Sadece vafasız yardan yakınma değil yaşamın ta kendisinden şikayet var. Yaşam şaire adil davranmamış,milyonlarca insana davranmadığı gibi. Söylenecek o kadar çok şey var ki, kendimi şu an bu şiiri analiz etmeye hazır hissetmiyorum. Ne o kadar zamanım var ne de psikolojik rahatlık içindeyim. Zaman içimden preslenmiş olarak akıp gidiyor sanki, san ki zaman kendisini sıkıştırmış şuan ve sıkışık bir zaman beni de kendi tavında dövmeye çalışıyor ve zamana yetişme gibi bir aceleciliğin içinde hissediyorum, içimdeki vesveseli coşku açık söylemem gerekirse, sanki başka konularda, başka yerlere ulaşmam gerektiğini söylüyor, aslında hiç bir işim yok, ama içim aceleci, ürkek ve şüphelerle dolu. Belki bir kırılma noktası bilmiyorum. Bu etkinliğe katılmak benim için fevkalade önemli, şiir işte böyle incelenir ama; gel gör ki, bu satırları yazarken bile, sanki bir çok yapmam gereken şey varmış da ihmal ediyormuşum gibi... Ya psikolojim bozuk, ya da etrafımızda ceryan eden olaylar, sabrımı tüketti, bir belirsizlik içindeyim. Şiir mi yazsam, şiir mi okusam, hiç birini yapmasam mı, açıkçası bilmiyorum. İçimin estiği gibi ellerim de titriyor, vücudumun her azası acelecilik içinde, kusuruma bakmayın. Zamanın, bana hiç bir getirisi olmayan zamanın girdabındayım sanırım. Ondan kurtulursam, bu etkinliğe katılacağım. Hoşçakalın................................................................EROL DURAN

10)))))) ........
NE YANA DÖNSEM BİR YERİME BATIYORDU HÜZNÜN SİYAH KILÇIĞI
VERYANSIN EDİYORDUM ATEŞE DÖNEN PERVANELERE
KİME UZANSAM ELİM KIRIK
KİMİ SEVSEM İÇİM EZİK
NE GİYSEM YAKIŞMIYOR HÜZÜNDEN BAŞKA....MACİDE ÖZCAN

11))))) ......
Yüzümüzü sulara bıraktık
beyazı sonsuza adamış şair,
hayallerimizi sıvası dökülmüş duvarlara
çaresizliğin ötesinde, bir umar bulma ümidi her ne kadar olmayacaksa da beklenti beklenti oluyor işte.
sardıkça yangınlar içimizi
yoksul bir yaşamın cenderesinde
yaralarımız üşüdü...
ateşten sorunlar bitmek bilmiyor, sonra o ateşin içerisinde üşüyorsun, hem sıkıntılara, hem yalnızlığa, hem de bir çok şeye, sıcağın içinde üşümek bu oluyor sanırım..
Önce miydi, sonra mıydı,
kar mıydı?
yağmur muydu?
bilemedik?
üşüdükçe içimize çöktü sis...
bu halde iken zamanı unutmak, sorgulamayı düşünenememek, üşüdükçe bir çok şeyden kopmak, gözler bakar iken kör olmak, sis'in getirdikleri, acı dolu bir yaşam öyküsü...
eğilip bakmaya korktuğumuz,
sahipsiz mezarlara döndü içimiz.
acaba sonum böyle mi endişesi, güzel işlemiş şair.
her akşam tanımadığımız bir hicran
görmediğimiz bir ıstırap çaldı kapımızı...
sanki sıra ile geliyorlar gibi, biri bitmeden diğeri geliyor, çığ gibi, hüzünler..
Kalbimizi bir vefasız,
ömrümüzü bir hayırsız aldı
hayatın çıkmazında hep teselli aradık
buruk gülümsemeler dindirebilir mi hüznü ah! Can?
kime ne verebiliriz ki,
gönül mü?
ömür mü?
can mı?
mal mı?
yok, yok yüreğimizden başka servetimiz

bu kadar acılara rağmen bozulmayan bir yürek, hüzün dolu bir yaşam döngüsü içinde, tertemiz kalan ve herşeye dayanan bir sevda yüreği....
Aslında her mısrada bile o kadar çok anlatmış ki şair, yorum yapmak ve irdelemek pek yakışmıyor bu şiire ve şairine, doldurdukça doldurmuş yazmakla bitmiyor, beyin fırtınası hiç durmuyor,tebrik ediyorum Nuri abiyi,selam ve saygılar………….ALİ NİYAZİ GÜL

12))))) ......
Kibritçi kız geldi gözümün önüne bir de hayatın bütün acımazsızlıkları..
ne acı çareler bu kadar çokken çaresiz kalıp hançere maruz kalmak... CANSU KELEŞOĞLU

13))))) ......
eğilip bakmaya korktuğumuz,
sahipsiz mezarlara döndü içimiz/ İnsanın çaresizliği, umutsuzluğunun son kertesi, Kendi yüzüne bakmaktan korması, baktıkça korkması.. ……………………İBRAHM ŞAHİN

14)))) ......
'ne giysek yakışmıyor hüzünden başka...
başlık başlıbaşına bir şiir olmuş ve okuru en başından şiirin içine hapsetmeyi başarmış..
şiirin içinde kalan okur kendi insanının dünyasına birkez daha dalıyor...Gurbeti anlıyor, Yaban olmayı yakalıyor...
Şairimizin doldurduğu göz pınarlarının tatlı kaşıntısıyla selamlıyor okur şairi...

TAMAY ÖNAL POLAT