Saflığın harflerinden harekeleri söktüğüm gün
Kasığında erozyonla başladı
Öksüz kızın sancısı
Bu ilk alamet anne hafi yazgı
Sebepsiz konuşturma beni
Ne olur sus de / korkarım
Modern kuyulara sarkıtıp kelamı
Başka seslere kulak tıkayıp
Sadece sizi duyabilsem..
Sedd-i Çin olsa aradaki mesafeler
Ahsen!
Güzel adam sustur gözlerini
Artık ah etmesinler
Bak yağmur duasından döndü tabipler
Yağmurla büyütülen bir ömür vaadine kandım
Mevsim tutulmaları bitti nihayetinde
Desem ki;
Göz diplerimde yeşerttiğim nilüferler
mendilinde ürperse
Hüznümde yüzünü biriktirdiğim Haledar
Güneşi intihara meyilli kentin kızı Vildan
Başı dönen yağmurların taşındığı
Çöl ülkelerinin tutuklusu.
Saçlarını rüzgara saldığında okşarsa,
Boynunda yaftası asılı bir cinayetin kokusu;
Kirpiklerinde hançerle uyanır tan.
Uzatma bu tutkunun seyrini Vildan
Vuslat, gecenin koynunda cem ayini
Yetişir kuytularımda yüzdürdüğün gemini
Bir iyilik et Vildan
Hem kendine hem bana
Hüzün kervanı söz kesiyor sizinle
Kalbiniz ve beyninizle sürerek
Atınızı dörtnala
Aramaya çıktınız incinen gölgenizi
Benim sesim
‘’Ati’ye ait semereler başaklaşan ümitleri besler
Kır çiçeklerinin kırılgan yüreklerinde’’
Siz, bitkinin filiz çağı
Kalbimde filizlenen bir ney sesidir
Tılsımı çözülmüş kitabelerinizin anahtarı
Dudaklarımda
Surlarınızın rölyefine kazınır suret-i hüznüm
Neden kızılca kıyamet kopuyor,bugün bakışlarında?
Neden siyah perdelerini çektin gözlerine?
Islak kirpiklerini kurutmak için,sererek
gecenin karanlığına..
Neden en hain tebessümleri sakladın gamzelerine? ?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!