Kasvetli bir hava lambayı dolduran
Yelkovan akrebe inat dönerken
Gülmeler, tahtını bakışlara bırakır.
Birkaç nefeslik anılar buhuru gelir maziden
Sesler duvarlarda eskir, yankısı hep uzaklarda
Yalnızlığımızın bulutlarını emziren iki çift göz buluşur
Bütün hüzünleri bir kolyeyle taşınan anıların arasında, zamansız...
Güne dokunan sabahçı bir gökkuşağı alnımızdaki yağmur,
Aklıma gelince sen
yüreğimin ummanları
dalga dalga göğsüme çarpar.
Sensizliği fısıldar eylül
kokusuna seni katıp
Kanadıma sürülen
gecelerinin zifiri rengi,
rüzgarın bestesine
eşlik eder
güz kokuların.
Gideceğim!
Ama hiç gitmemek üzere döneceğim sevdiğim.
Sevdamızın bir avuç toprağını yanıma alıp
Kalpte ağrı, kalpte sancı olan yollara savuracağım
Ve ilk gelen baharda en güzel hatıralar filizlensin,
Her yudum suda hayat bulsun diye
Gezindim adımları üzerinde savaşın
Çatısız evlere kapısız evler eklenmiş
Sokak sokak dökülmüş kanı umutların
Yankısı vurur kulaklara annesiz çığlıkların
Ç
o
geceye çeyrek kala iner
tavan arası düşlerinden birkaçı
yabancı suretlerin yorgun kelimeleri olur
erken sevdaların dile dolanmış yeminleri gibi
vurgun hayallerin sabahı olmaz vazgeçmelerde
acı bir sancı terennüm ederse gülde
bayıltan kokusuyla dökülür tebessümde
ateşte pervanedir üşümüş elleriyle her nefeste
Zahire aşk eyledim,
zehir oldu canı götürdü,
sevda oldu sana getirdi.
Ne cennette gülistan,
ne cehenneme figan,
Zaman kendini doğurur sensizliğe çıkan sokaklarda
Yabancı gölgeler öper telaşlı adımlarımı nefes nefese
Yağmursuz kalır kaldırımlar kurşuniyse gözyaşları avuçlarında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!