Oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibiyim… biraz üzgün, biraz şaşkın… ve galiba biraz da aşık… nerdeydi yanlışlarım, söyle yüzüme… senden bir şans istemiyorum ki ben… gözlerime aldırma sen… onlar yalvarsa da dön diye ben sadece gerçeği bilmek istiyorum… yollarımız hangi acıya dayanamadı da ayrı düştü… hani kendi ellerimizle yazmıştık biz sevdamızı, söyle şimdi avuçlarında mı gizlemiştin silgini… hiç beklemediğim anda yıktın hayallerimi üstüme… ne suçu vardı umutlarımın, niye kırdın geleceğe dair güvenimi… paramparça etmek hoşuna gidiyor dimi birilerinin umutlarını… ama bu sefer yok ettiğin kişi benim… uyan artık… yoksa ben bi parça toprağa sende bensizliğe kavuşucaksın…
Ayrıldık işte… yılları attık çöpe, huzurun yerinde mi merak ediyorum… uğruna harcadığım arkadaşlarımın sözleri çınlıyor kulaklarımda… yine haklı çıktılar diye tüm lanetlerimi yağdırıyorum üzerine damla damla… ben sayende hızlı bir ölümle karşılaştım. Ama sen yanıcaksın en soğuk kış günlerinde, güneşin altında buz tutucak ellerin… seni aşkımla lanetledim sevgilim… bensizliği tüm hücrelerinde hisset… hisset ki birazcık ta olsa yokluğunda neler çektiğimi anla….
Ne desem boş, ne yapsam yersiz biliyorum… sen gittin ve bitti bu aşk… anılarla kalıcaksın şimdi sadece aklımda… gerçi ne işe yarar ki anılar, seni bana hatırlatıp biraz daha üzmekten başka… galiba yanlış yaklaştık biz aşka. Kusura bakma her şeyim, bir türlü veda edesim gelmiyor sana. Sanki elveda yazarsam bu satırlara, tamamen kopucakmışsın gibi geliyor. Dayanamıyorum ellerini benden çekmene. Gözlerinin bir başkasının üzerinde olması deli ediyor beni. Ben hak etmedim sensizliği. Sen benimsin,sadece benim kaderimsin, bir başkasını mutlu et diye sevmedim ben seni.
Uyuyup uyansam geçer mi çektiğim ızdırap? Bugün yokluğunun birinci günü ve ben kağıda kaleme sarıldım senin yüzünden. Anlatmam gerekiyo sana nasıl olduğumu. Biliyorum hiç okumayacaksın sen bunları, ama ben yazarak hepsini söylemiş olucam sana…
Gidişlere anlam yüklemek gerekiyor mu? bilmiyorum, ama bu gidişinin anlamsızlığını gözlerinden anlıyorum… yılları geçirdik beraber el ele, şimdi mi anladın olmadığını… doğru gitmeyen şeyler var bu işte,aşkın avuçlarımızda ölmesine göz yummak ölümle yapılan an acımasız anlaşma, anlamıyor musun?
Giderken neler bıraktın, dön de bak arkana şimdi… gururum vardı, sözlerinde yok oldu, karıştı rüzgara…kalbim yerle bir zaten… insan meğer hiç dayanamıyormuş yalnızlığa... çaresiz olduğunu kabullenmek aşkla olan savaşımızın yenilgisini kabul etmek demek… işte bu yüzden zor sensizlik…
Yoo, yanılıyorsun… bu satırlar ne aşkın acımasızlığına isyanımdır, ne de vakitsiz gidişine kuru bir elveda… bunlar sadece sözlerinle yaraladığın kalbimden sayfalara dökülen birkaç damla…sana kızdığımı sanma sakın…biliyorum, sen de istemezdin gitmeyi, elimi bırakmayı… seviyordun dimi sen beni… kendimi niye kandırıyorum ki, gittin işte.. ne dur, seviyorum diyebildim, ne de kendine bensiz iyi bak…öylece izledim gidişini, ben dahil her şeyden vazgeçişini…
Tek tesellimdi gözyaşlarım, sen giderken bu şehirden... karanlığın soğuğu misafir ettiği bir gece, sessizce terk edildim bu kapı eşiğinde… ümitlerimi kırdığın saatlerde vazgeçmiştim hayallerimden…
Düşündükçe deliresi geliyor insanın… bu gecenin sabahını nasıl karşılarım sensiz? Yarınları hangi güzellikleri saklayarak geçirebilirim? Sensiz saniyeler zor geçerken, bir gelecekten nasıl söz edebilirim ki?
Oysa ne zor bulmuştuk birbirimizi …ama ne kadar da kolay kaybettik farkında mısın…? Daha dünmüş gibi geliyor ilk tanışmamış… hatırlıyor musun sevgilim, ne kadar da acelemiz vardı? Deliler gibi yağan yağmurda, sırılsıklam ıslanmıştık ikimizde… yanlış hatırlamıyorsam 1 ‘i çeyrek geçiyordu… pastanenin önünde aşkın yağmuruyla da ıslanmıştık o gün…
Gece soğuk… içimde fırtınalar kopuyor… yüreğin buz tutmuş…zamanın yarışı rügarla, bizimkisi aşkla… ve aşkın içinde yalnızlığı yaşıyorum ben seninle… acıyorum uğruna harcadığım yıllara…
Beni hiç sevdin mi diye düşünüyorum kendi kendime? Gerçekten de aşık olduğun için mi yanımdaydın? Ellerimi tutarken içini ısıtan aşkımın gücü müydü? Gözlerime bakınca heycanlanıyor muydu kalbin deli gibi? Sen benim hayatımdın, peki ben senin? Bir sabah uyandığında unutuvereceğin bir rüyadan ibaret miydim yoksa? Neydim ben senin için, söyle?
Sorularıma cevap ver… yıllardır yalan söylediğin gözlerime bir kez daha bak… farkında mısın bilmem ama yüreğin, şu gece kadar karanlık… tutma boşuna ellerimi, ısıtmıyor artık eskisi gibi… korkutmaya başlıyor bu aşk beni… vazgeçmeye kıyamadığım aşka nasıl oldu da bir anda sırt çevirebildin? Bu kadar cesareti ne ara biriktirdin kendinde sen?
Her şey gelip geçer de şu aşkım deyişini özlememek için yapabileceğim bir şeyler var mı bilmek istiyorum! Uzun zamandır söylemiyorsun ilk günlerdeki aşkla, mutlulukla, hakkını vere vere… gerçi söyleme zaten, senden bu kelimeyi duymak isteyen bir tek ben değilim dimi… kaç kişiye aşk umudu verdin, şimdi ölme sırası kimde?
Sandığımdan da çabuk tutmuşsun beni be aşkım, şaşırt bir kere de… gördüm seni, bulmuşsun hemen birini, hayırlı olsun… bekleseydin de kırkı çıksaydı bari bunca yıllık emeğin… sana eski aşık tavsiyesi… sakın bana söylediğin yalanları söyleme o zavallıya, bir kalp daha ölmesin uğruna…
Bu arada yüzüğü ne yaptın? Hangi çöp kutusuna fırlattın, sattıktan sonra duygularını…? Ben senin kadar çabuk çıkaramadım parmağımdan… takıyorum ama, sana hala deli gibi aşık olduğumdan ya da, seni unutamadığımdan değil… onca yıla bir türlü kıyamadığımdan…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!