Ruhuma şiirler işliyor sandım gözlerine bakınca dudaklarımda hissettiğim nefesin sonsuz bir dünyanın kapısını açan anahtarlar gibi
Hayatıma papatyalar doluyor sandım
Sen karşımda konuşunca ellerim de hissettiğim ellerim kimsesiz bir çocuğun kalan son umutları gibi
Ay bize gülüyor sandım kapımı çaldığında
Denize bakan bi evin penceresindeki masmavi manzara gibi
Bu dünyada bu kadar güzel gülen güldüğü zaman bu kadar güzel olan insan görmedim
Alışırım zannettiğim yokluğundan acılanmam
Vazgeçmek zor senin o büyülü tuhaf sıcağından
"Dön" demeye utanırım, zavallı korkularımla
Arkasına saklandığım gururumdan
Geri dön, geri dön
Ne olur geri dön
Gemilerini kaldırmış gidiyor hayat ve ben sahildeyim
Kaçırmış olma telaşı içindeyim
Çağırıyor uzaklar ısrarla neden seninleyim
Bağlanmış olma korkusu içindeyim
Gidemiyorum, kalamıyorum
Gözlerine bakarken
güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma,
bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde
kayboluyorum…
Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum,
durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin.
Ben sözleri değil gözlere İnanırım
Gözler yalan söylemez
kalplerden geçeni gizleyemez .
Her şey herkes yalan
olmuş bu fani dünyada dudaktan çıkan sözler çürümüş Kalbin Dili gözler olmuş boşuna çabalama harcama nefsin zaten inkar ediyor gözlerine bakmaya korkar oldum kırılıyor kalbim ne kadar gizlesende konuşuyor gözelerin.
Dokunabildiğimiz mi bir yüreğe, ritmini değiştirebildinizmi bir kalbin
Çok başarılı olduğum günlerde oldu
Dibe vurduğumda
Sevgi dolu değilim nefret dolu da
Barışçıyım biraz da savaşçı
Biraz güçlüyüm biraz zayıf
Biraz iyiyim biraz kötü
Keşke sen ben olsan seni sevmenin ne kadar zor olduğunu anlasan keşke ben sen olsam: bu kadar sevilmenin tadını çıkarsam.
Sana olan aşkımı asla sözcüklere de dökememiştim ama eğer bakışlarını dili varsa dünyanın en aptal insanı onun için deli divane olduğumu anlayabilirdi.
Zira kimdim ki ben senin gözünde yüzlercesi arasından sadece birisi sonrasız sürüp giden bir zincirde tek bir serüven halkası.
Gülümsediğini görünce mutlu oluyorum
Ve gözlerinde sonsuzluğu görebiliyorum.
Bir yerden ayrılırken bir parçanı bıraktığında anlıyorsun hayatın bozguna uğratan tarafını veda edemediğinde kelimeler bir anlam ifade edemediğinde bir şeyler paylaşabildiğin insanı insanları bulabildiğinde daha iyi bir insan oluyorsun daha anlam dolu
İlk kez birisine önem verdiğinde ilk kez sabah uyanmanın bir anlamı olduğunda ilk kez yer ve zaman senin için önemsiz olduğunda.
Çünkü İlk kez hissediyorsan kalbinin varlığını
İlk kez biliyorsun bir ilkbahar sabahının sevgi dolu umutla güzel olduğunu
İlk kez hissediyorsun yaşadığını ilk kez veda ederken anlıyorsun midende oluşan o oluşan pis hissi ilk kez hayata karşı seviyorsun bu kadar kendini....
İstanbul bana hep seni hatırlatıyor.
Çünkü onun gözleri de en az senin ki karar yeşil.
Hala, gülümseyen bir lale gibi
Kadehdeki dudak izi
Daha dün gibi
Taze ve sıcak kalmış anılarımda
Kırmızı şarabın deminde efkarlanmış
Bir yağmurlu mayıs akşamında
Seninleyim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!