Nevbahar şahlanır bir yağız atın sırtında,
Çöllere doludizgin yağmur kadehi sunar,
Şikeste hayalim; firakın kör girdabında,
Şimdi sitemli diyarında güneşim batar.
Uhdesinde anka büyüten figan çiçeğim,
Akşamüstü hicranla melal ufkuna konar,
Nazarın; günaha çağıran masum ecelim,
Memnu alevin; kıvılcımla ruhumu yakar.
Rüzgâr; efkârlı kâtibidir sırlı gölgemin,
Yorgun adımlarımı izler her estiğinde,
Yaban ellerde ısınırken şehla gözlerin,
Serimde firari duygular, isyan peşinde,
Eşiğinde sılasız kuşlar sabahı bekler,
Kanatlanır cemaline o mülteci gurbet,
Gözyaşım; özlem ırmağıdır eline düşer,
Münzevidir çile hanemde zifiri hasret.
Fermanım; nasırlı elimde gümüş halkadır
Hisarbuselik bir nağmedir, kader türküsü
Ömrüm; fırtına deresinde hüznün aşkıdır
Gülkurusu dünler, yarınlar matem gülüşü
Şehrayin tertip edilirken nevruz bağında,
Zülfün; hercai menekşedir, ıtri fesleğen
Ben ki; sevimsiz ayrıkotu çoban dağında
Sendedir; kışıma son veren asil kardelen
Asude şafaktır, dorukta yaşam sevinci,
İkindi vakti arşa çıkar bir mızrap boyu,
Ötelerde yüzünü görmek, duymak sesini,
Bitmeyen sevdadır içimde vuslat arzusu,
Nurefşan; tenha düşlerimin beyza yıldızı
Mehtapsız kalbime seraptır gökteki ziya,
Kerem et! Işıksız bırakma! Lütuf çerağı,
Sensizlik; günüme leyladır geceme yelda..
Kayıt Tarihi : 26.3.2012 11:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)