acıyı yoğurmuş bu gözler hamuruna tuz katarken
uzaklardan çok uzaklara
kırılgan bir bakış gider.
yavaşça açar yaşam girintilerin
kıyıda kalmış sandıklarını.
küflü kokular,
şerefin arka penceresinde yetiştirdim bir mor menekşe,
kandı güneşin yarım gülüşüne
ve dahi umarsız sevişine.
yandı da yandı…
tutuştu, kavruldu
kendi gibi ruhundan sarı fışkıran güneşe.
kaygılarımı martının beyazlığına serdim,
kalbimin iplerini gözlerinin eline.
dipsiz kahverengi
çek, çıkar beni.
bıçak kalp kemiğine dayandı.
sesini duydum, olsa da hayalden meyalden
su gibiydin rakıya katıldıkça gevşeyen.
………….
bana bu gece
Afife Jale’den bahset sevgilim.
Selâhattin Pınar’dan, aşktan...
içimde kılcal damarlarım mı çatlıyor ne?
dolu dizgin giden ruhum iplerini mi kopardı?
kalkıp kalkıp yazıyorum gecelere.
bir duygu fırtınası bir boşluğun boşalması,
biliyorum an meselesi.
patlama!
sen aşk değilsin
aşk bende.
sen gel bende!
kendini gör içimde…
(Bende: Arapça’da köle)
kırmızı mürekkeple yazılmış yazılar kadar yasaktın.
ama sen deli aşktın, aşk kokandın.
…………………………………………
gözlerine şiirler yazılmış
uzak bir liman kenti kadar uzak olan,
yosun tutmuş hücrelere can katan,
yaşamam gerekiyordu bunları
derinden ve inceden…
denize düşmek için yılana sarılmak gibi
öğretilere ters, yaşama uygun.
yüreğini soymadan soyunmak gibi
müstehcen.
kıskanır üzüm, dudağını büker
zeytinle incir sevişirken
yasemene değen yaz serinliğinde.
yüreğim kırklara karışırken
geçiyorum bir iğne deliğinden.
ince ince süzülüyorum
Alemlerin Efendisi
Alemlerin efendisi
Nebilerin Nebisi
Allah' ın en sevgilisi
Muhammet resulullah
Allahın verdiği can
O cana herkez hayran
Canım yoluna kurban
Muhammet resulullah
Alemlerin rahmeti
Gönüllerin ahmedi
Kur'an gibi nimet ...