Nuray Alper: Hakkında ziyaretçi görüşleri..

Nuray Alper
0

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

  • Adem Tetik
    Adem Tetik 12.01.2015 - 22:52

    yıllardır değişmeyen duruşu edebi ve edebiyatı taktiri saygıyı hürmeti hak eden sevgili dostum geçen yılların seni değiştirmeden her geçen gün olgunlaştırdığını görmek çok güzel bir duygu saygı ve hürmetler ..........

  • Mustafa Kemal Serhatlı
    Mustafa Kemal Serhatlı 10.10.2010 - 22:38

    Ben haddimi bilirim..bu şiir ve onu yazan büyük ruh karşısında konuşamam..saygıyla edeble susarım.

  • Ozan Fuzuli
    Ozan Fuzuli 07.07.2008 - 18:19

    Nuray Alper ile Sevim Yakıcı, Ehli beytin Fatma'sı ile Ümmügülsüm'ü gibi olmuşlar. Bu birliktelikleri hiç bozulmasın inşallah. şiir ve edebiyat yolunda sessizce yol alıyorlar. Başarılar. Bu benzetme içimden geldi. öylesine yazdım. haddimi aştım ise özür dilerim. dedim ya içimden geldi :)

  • Ozan Fuzuli
    Ozan Fuzuli 07.07.2008 - 18:09

    çok güzel şiirlerin var, hepsinden önemlisi seviyeli bir çıkışın... Yolun açık olsun.Başarılı olacağına inanıyorum.
    yüreğine sağlık

  • Gökan Öztürk
    Gökan Öztürk 17.02.2007 - 15:03

    Şair Sevim Yakıcı ve Nuray Alper'e...

    Vah Bize

    Milleti bölmeyi - vatan satmayı,
    Biliyorlar, uyuyoruz vah bize...
    Mazluma mağdura kafa tutmayı,
    Diliyorlar, uyuyoruz vah bize...

    Bize eşeceği kuyudan selam,
    Şu deyyus suratlı, dayıdan selam,
    Tilkiden, fareden, ayıdan selam,
    Alıyorlar, uyuyoruz vah bize...

    Acep nasıl olur yarınlarımız,
    ''Ağrı dağı kadar.. sorunlarımız'',
    Gece kulübünde torunlarımız,
    Ölüyorlar, uyuyoruz vah bize...

    Kimin başındadr acaba çuval,
    ''Baktık senelerce, hep aval aval'',
    Yaradan affetsin, ölüye kaval,
    Çalıyorlar, uyuyoruz vah bize...

    Sinekler, maçalar, kupalar adam,
    Peygambere söven papalar adam,
    Daha dünkü dünkü sıpalar adam,
    Oluyorlar, uyuyoruz vah bize...

    Cahil sürüleri geziyor kaf' ta,
    Deli hangi safta, dost hangi safta?
    Zeki sanıyorduk, şimdi sınıfta,
    Kalıyorlar, uyuyoruz vah bize...

    Açın gözünüzü bunlar ordalar,
    Daha var daha var şunlar ordalar,
    Nerde pislik varsa onlar ordalar,
    Doluyorlar, uyuyoruz vah bize...

    Acıma kalmadı gözdeki yaşa,
    Taşa... tutumak lazım bunları taşa,
    Bu zulüm Edirne Kayseri Muş' a,
    Geliyorlar, uyuyoruz vah bize...

    Köyde su yok, ilçe harap ya iller?
    ''Dünden yasa girmiş ozanım'' teller;
    Çiftçimiz ağlıyor, bahçede güller,
    Soluyorlar, uyuyoruz vah bize...

    Yiğit sandığımız etti donuna,
    ''Tükür sende tükür rezil kanuna'',
    Garibanın ekmeğine ununa,
    Gülüyorlar, uyuyoruz vah bize...

    Söylerler vallahi bilerek yalan,
    Söylerler peşinden gülerek yalan,
    Doğruyu silgiyle, silerek yalan,
    Buluyorlar, uyuyoruz vah bize...

    Sırtımızda iğne kanca takılı,
    ''Tepeden tırnağa zulüm çakılı'',
    Satılmışlar köyümüzde akılı,
    Çeliyorlar, uyuyoruz vah bize...

    Olmalı... olmalı... omuz omuzda,
    Yıktı dünyamızı üç - beş domuz da,
    Sağlam yer mi kaldı vucüdumuzda,
    Deliyorlar, uyuyoruz vah bize...

    Türlü türlü çeşit çeşit parçaya,
    ''Mustafa, Fadime Reşit parçaya'',
    Şimdi bizleri yüz eşit parçaya,
    Bölüyorlar, uyuyoruz vah bize...

    Israrla odunu seçti ne ayıp,
    ''Su diye mikrobu... içti ne ayıp'',
    Soyunan barajı geçti ne ayıp,
    Yoluyorlar, uyuyoruz vah bize...

    Dertli gardaşınız üzmesin sizi,
    Edep suya düştü, yapmışlar dizi,
    ''Allahım Allahım sen kurtar'' bizi,
    Siliyorlar, uyuyoruz vah bize...

    16 - Şubat - 2007

    Gökan Öztürk

    DUA İLE...

  • Osmanaytekin
    Osmanaytekin 08.02.2007 - 12:09

    İÇE KRİTİK BİR BAKIŞ…

    Hayatımızda gel-gittiler hiç bitmez. Ne yaparsak yapalım buhranlı: çalkantılı bir hayatım dışında kalmak pek mümkün değildir. Dünya imtihan dünyası olduğuna göre bu sınavdan geçilecek. Hal böyle olunca kendine hâkimiyetin önemi çok büyük. Ancak her türlü gaileler içindeki insan, içinde bulunduğu ahval ne olursa olsun aşağıdaki dizeler mucibince seven de olabilir ve sevilmenin de fevkine varabilir. Sevmek kutlu bir hayatın kapılarını aralar. Ve sevdiğince yoklar ötesini özünde duyabilir: sırlar sırrına vakıf olabilir. Bu mümkündür. Şair Nuray Alper’de; “Ona”şiirinin bu dizesinde bu derin manayı ifade ediyor ve diyor ki:
    Sırra talip olup özüne gelmek
    Sonsuz eşiğinde ölmeden ölmek
    Ölmeden ölmek… Bir başka deyişle; ölünce uyanmak ve her şeyde hakikati fark etmek. Öteler ötesini ruhunuzun her zerresinde duymak… Bu nasıl izah edilebilir ki? Sonsuzluk… ve bu sonsuzlukta yok olmak.
    Bu sebepten:
    Duymadan hükmünü eridim, bittim
    Dahası:
    An sende değilse ben'i de ittim
    Yaşamadaki sır perdesi anlamını bu mısrada bulmuştur artık.
    İnsanı insan yapan da bu aşk değil mi? Leyla ile Mecnun’daki aşk gibi… Derler ki aşk bir surettir beşeriyette görünür ancak bu bir yansımadır. Varlıkta yokluk dolayısıyla: ölmeden ölmededir. Ve bunu şu şekilde doğru bir şekilde de okuyabiliriz: yoklukta varlık! Ancak şair “Asi Rüzgâr” isimli şiirinde ki anlatım da hal oluştan öte varlık-yokluk âleminden uzaklaşmakta olduğu görülür. Bu farklılığı sözü edilen şiirin yapısında aranmalıdır. Bu şiir de objektif bir değer yargısı vardır ve insanın sırra giden yola bir açılım olarak kabul edilmelidir.
    Yoklukta varlığı bulmuşsan eğer
    Çözmüştür en yüce sırrını keder
    Hayatın kederlerinden sıyrılmanın ne gibi sevgi ve tevekküle vakıf olunduğunun bir çözümüdür. Her zorlukta mutlak bir çıkış yolu bulunmalıdır. Ancak:”Ayağa Kalk Asalet” şiirindeki gibi ne geçici bir sevda ne de insanın kahrolmasına sebep günahkârlıktır, aslolan: beşeri duygulara set çekebilmektir.
    Bir gülün çığlığı kadarmış sevda süresi!
    Tut ki yataklara düştü vebal
    Ney’in Nazı’nda ince ve derin dokunuşlar… Şair’in iç dünyasını yansıtmada lirik ve lirik olduğu kadar hüznün iç çekişlerinde musikinin kederini hissetmek ve yaşamak… Her ne kadar “Ona” şiirindeki gibi kendini bulamıyorsa da Nuray Alper’in Bu şiiri mana ve tasvir olarak etkileyici.
    Kaldırımları soyan lekelerin nurunda
    Suları yıktı bir ezginin çağrısı...
    Kaç yüzüne kapandı, iniltinin sabahlar...

    Ney’in nazını;
    Kaç fikir duyar?
    Şair’in şiirinde: sonsuzluk merdiveninde basamakları yukarı doğru çıkışının ciheti açık olduğunu müşahede ediyoruz. Sevgiyle yazılan şiirinin ölümsüzlüğünü belirtiyoruz.

  • Osmanaytekin
    Osmanaytekin 02.02.2007 - 20:09

    Temiz bir yürekten halis ve mahzun birer bal damlası tadındaki şiirlerin; sanatın ulviliğinde, insanliğa güzel muştular taşısın!

  • Nesli Erkam Farandağlı
    Nesli Erkam Farandağlı 09.01.2007 - 00:55

    Üstad N.F.Kısakürek eserlerinin birçoğunda şu hadise yer verir:'Allah'ın(c.c.) sır hazineleri arşın altındadır ve anahtarları yalnızca şairlere verilmiştir.' İşte bu kardeşimizde bunu açıkça görmek mümkün.

    Rasulü Ekrem(s.a.v.) bir hadisinde de'Kim Allah(c.c.) ındindeki yerini öğrenmek isterse,kendi ındinde Allah'ın yerine baksın.'Sadece O'na isimli şiir bile yetiyor,yüreğinin ne kadar mücella ve müstesna olduğunu,ne kadar ismi ile müsemma olduğunu ve gönlündeki Mevla sevgisinin ne kadar müsenna olduğunu anlamaya.

    Tarih okurken insan bazen hayıflanıyor.şahsiyetleri görmek adına.Ne mutlu bu nesile ki:tarihe damga vurma hazırlığında olan bu kardeşimizi göreceği için,inşallah.

    Mevla her daim sizinle olsun. Saygım ile.

  • Sevim Yakıcı
    Sevim Yakıcı 04.01.2007 - 14:21

    ŞEHRAZAT
    Sitemlerin boynunu şefkatle büken yıldız,
    Büyülü zamanların ötesini dolaştın,
    Sevda masallarında ismin geçerdi yalnız,
    Vefa buseleriyle yorgun yılları aştın!

    Yalçın kayalıklarda saklı düşlerin vardı,
    Buğulu ve kırılgan sabahlara uzanan,
    Gizemli zirvelerin ötesinde yaşardı,
    Aleviyle tutuşup kendi özünde yanan!

    Bir beyaz gelinciktin hülyası güne kırgın,
    Nezaketi vefanın varlığına taç olan,
    Ay güneşe nazlıdır belki biraz da yorgun,
    Zariftin ve narindin, Rabbine muhtaç olan!

    Gözlerindi gördüğüm yıldızlı semalarda,
    Tebessüm inadına sende çiçek açardı.
    Süzülen saçlarındı firdevsi simalarda,
    Tutkun bakışlarından kelebekler uçardı!

    Bestelenen bir ömür rüzgarların sesinden,
    Suskunluğun cilvesi tende öksüz acıydı.
    Mağrurdu bakışların, ürkerdin nefesinden,
    Erdemli tevekkülün derdinin ilacıydı!

    Hüzünlü zambaklardı çalınan uykulardan *
    Nasıl koyu akardı taze baharlarda sel.
    Asaletli sevdalar sızardı kuytulardan,
    İnadına açardı buğulu bahçede gül!

    Şehrazat; bilmiyorsun bu bendeki halleri!
    Çiğdemli tepelerin taçsız prensesisin.
    İntizarla yanarken avutursun yılları,
    Çağların ötesinden ruhuma düşer sesin!
    Çağların ötesinden ruhuma düşer sesin!

    O S E N S İ N

    kör için elmas da bir cam da.sana bakan bir körse sakın kendini camdan sanma
    - mevlana---

    iki cihan bacım

    güzellikler sende

  • Gökan Öztürk
    Gökan Öztürk 06.12.2006 - 21:06

    GÜNÜN BİRİNDE YER YERİNDEN OYNARSA BİLİNİZ Kİ o NURAY ALPER olacaktır... ÇÜNKÜ BEN BAŞKA BİR İSİM GÖREMİYORUM... ZİRVELER SENİ BEKLİYOR NUR YÜZLÜ KARDEŞİM... YAZACAKSIN, YAZMALISIN BENİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATMAYACAĞINI BİLİYORUM O GÜNÜ BEKLİYORUM... BEKLİYORUZ SABIRLA... Kardeşin; Gökan Öztürk