Ben soldurmayı değil yeşertmeyi bilirim.
Şeklini almayı değil, dik durmayı bilirim.
Kötülüğü değil, kalbe dokunmayı bilirim.
Ayyuka çıkartmayı değil, örtmeyi bilirim.
Karanlıkta kalmayı değil, ışık saçmayı bilirim.
Yangınımı duyurmadım kimseye
Hatta kendime bile
Boya desen şimdi gökyüzünü yeşile
Senden başka yüze dokunamam demedim mi?
Kadehleri devirdim ardı ardına
Bilmiyordum.
En ikna halimde beni yaralayacağını bilmiyordum.
Kalbimin önünden aklımı çektiğim anda vuracağını bilmiyordum.
Bilmiyordum incitmek için pusuda beklediğini,
gardımı indirdiğim anca dikenlerini atacağını bilmiyordum.
Dudaklarında bir karanfil öpüş
ve bakışların her hücreme nakış
Mevsimler yeşil, geceler ateş
Bu nasıl bir sevdadır,
gönlü nasıl bir istila ediş?
Kalbimi fethetti gözlerin karış karış
O gece
Her şeyin bitişi
ve aynı zamanda başlangıcı olan
-o gece
Damarlarımdan can suyunun geçtiği
derin kuyu
zift kara gözleri
yoluk saçlarımı
uzattım derinlerine
tutun
mutluysa herhalde yalnızlıktan
Kimsenin olmadığı yerde öldüm ben.
Tek başına, sessiz sedasız ve hüzünlü.
Kimsenin yolu bilmediği yerden cenaze aracım geçti.
Sadece seni düşünüyorum.
Gözlerinin güneşi aydınlatır evreni
Seni aklımın en giz sokaklarına
sakladığımdan beri.
Sadece seni düşünüyorum.
Yüzünün her bir kıvrımını
Siz hiç size kendinizi sevdirecek birine
denk geldiniz mi?
Sizi sizden çok sevecek birine?
Gökyüzü daha da mavileşti mi mesela?
Ya da siyah beyazlarınız renklendi mi?
Soluk tüm çiçekleriniz canlandı mı?
Ben sana ne Nazım'dan konuşabilirim şimdi
Ne de artık birkaç satır ekleyebilirim İlhan'dan.
Ben sadece yitirdiklerimi anlatabilirim sana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!