Kemâlde imbikten süzülmüş asâlet hüsn-ü sîret u sûret olmuş matlûb sana
Zevalde ifritten sadrolmuş adalet hüzn-ü say u gayret olmuş tâlib bana
Rahimlere düşen nurun ala nur, alemlere rahmet, insanlığa hidayete delalet, ümmete hususî hayra rağbet ‘Reğâib Kandili’miz mübarek olsun.
Mahbubu’l-meh-likâ çeşme ziyâ
Ger bîvasıl ne çeşme, çeşme ziyâ
Muhip eger kâil gelse habibin sezâ i ezâ
Muhip oldur ki gele o habibe ferah-fezâ
Maşuklara şeb i hicrin seheri var mı ki
Niçun uyadır kendin o hâl çün nevm i mevt
Bu imiş dedikleri ariflere kıssadan hisse
Kıssa bu ise ne yapsın düşmezse hisse
Ne mende var sabr u sükûn bu tende can rahat olur
Ne sende var vefa i zerre bu Nûr u cânan rahat durur
Osmânî der gel etme eyleme cânan, böyle işveyle kalır mı hiç yegâne bu cân
Cân bulmak isterse Nûr, cân verse cânın kalır mı bigâne bu cân
Cânanı eder vefa cânından görse de cefa
Cânına siner mi cefa, lütfunda cânanından vefa
Canan nisyandadır bilmez vefa i dil nedir, sanır İstanbul içre bir semt
Kelâmı olur nâdân u bed, lâtifesi zemheri, yıkılır dide i bent
Cânla cânan, cânlar olmaz, bir cân olsa
Ne cân kalır ne cânan, iki can yoksa
Ehl-i habîb isen terk-i cah et mahbubun bulasın
Ehl-i sâlib isen fekk-i haç et mabudun bulasın
Ya Rabbî inen şu rahmeti rahman yağmur olup alem nûr, toprağa cân olup düşmez mi
Ya Rabbî anın hakir kuluna da ismi rahmet i rahmandan o bir Nûr cân olup düşmez mi
Bilmem ki sahib i rûy-ı hûb musun ey hûbbu’l-hûbbân
Yoksa de ki mene ondan efdal sahib i sîret i hûb musun
Kazipmiyem mi ki İsmail aleyhisselam gibi ispat ı ikrar ı itaat ı aşk idem
Sadıkmıyem mi ki İblis aleyhillâ'ne gibi isyan ı inkâr ı itaat ı aşk idem
Güzel sahibinden, güzele özelsin, güzelsin güzel
Her güzelden güzel bu gözler, o gözleri gözler
Herkesin sevdiği kendine güzel der nakifayet sözler
Közler gibi gözler ve sözler, her şey bende seni öz(et)ler
Derdin ne ise dersen dertlenirsin
Dert neymiş dedirtirsen dert edinirsin
Candan geçmeden canana kim kes hiç olur mu ki vasıl
Olsa asıl usûl hasbi, o vakit vusulden ne olmaz ki hasıl
Say u gayret et Allâh üçün hüsn ü aşkla sen ümit kes mâsivâUllâhtan
Hüsn ü aşk ister isen say u gayret senden himmet mârifetUllâhtan
Âşk istese âşık dide-i eşk-barla gele âşıka
Âşk-ı tahassür eylese belki teessür gele mâşuka
Kim ki ko görülür değiller yaḫşı deyişiller anda üzden aparır
Men ki lakin deyirem üzden öte gönüle çok yol var anarı
Ey dervişpişe istemezmisin ki bu sevaptan sen de bir hisse
Gel sen de bakma o zahir veçhe çūn dünya yalancı bir kisve
Aldatmasın seni bir iki riyakâr amelle rayi bir kimse
Bak hele gör sen ondan içre hazineye malik viraneler var
Ey Nûr-ı Ayn, sanma ki Osman Zinnûreyn (r.a.) yek asrı sa‘ādette bulunur
Devr-i felek yazdıysa eger bir Nûr cân Osman olur her devir ḫalḳolunur
Sanma sultanım her hicret eden belki ol muhācir olur
Belki kim anın niyet-i hicreti neyse anda mehcūr olur
Güzelsin güzel
Bilmem ki İstanbul mu güzel yoksa sen mi güzel
Fâtih miyim ki fethi mûbini gözler gibi gözler
Amma dildarım aşk aynı aşk, çeşmi giryan bu sözler
Meni de İstanbul içre fetheyledi o müѕennā ahu gözler
Osman ŞişenKayıt Tarihi : 1.9.2023 02:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!