Nupel da!
İşlemeler, işlemeler, işlemeler.
Bir bilmece gibiydi her şey
Gören gözlerimmiy di?
Mat penceresin den…
Takunyamın abdest dönüşü seslerimiydi!
Yankılanan avlusun da Ulu Caminin?
Yoksa! Ruhumun kaba kulağın da yaşanan
Bir ses yanılsamasımıy dı her şey…
Nurani bir koridor
Hıçkırığa boğulmuştu
Musalla taşın da…
Su damlaları gibi perçinlenmiş
Kopmamaya inat
Bir inancın haykırışlarımıy dı
Tattırdığı bana
Keskin köşe dik yamaç kaderimin
Nupel da!
Siyah mavi örgülerin le
Firuze gibisin…
Bense!
Toplu iğne sapladım tüm bedenime
Sanki ölüm sancısı
Ötelere hayal meyal ulaşınca insan
Çektikçe parlayan
Fiberimsi bir parıltı gözlerim de…
Nupel da
Açıversen sandukanı
Belki biriktirdiğim elmasları katardım
Şems suresini okurdum sana
K^a^d efleha.. men zekkeha …
Ateşin son haddi
Burudet bakışlım
Görmeden – görmeden – göremeden
Bilmeden – ansızın – seçemeden
Nesin sen
Toprak mı/ (Ana mı) …
Yoksa idrak üstü
Metafizik bir karmaşa mı?
Nupel da
Alışılagelmiş – anlaşılır
Karmaşa – kör düğüm
Bütünlük - uyum- toprak ….
İnan anlaşılmazlığı oynuyorum sana yazarken...
Kayıt Tarihi : 30.8.2006 14:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!