Nun Secdesi Şiiri - Muhammed Abdullah

Muhammed Abdullah
14

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Nun Secdesi

Ben bir kâşifim.
Doğdum, büyüyorum ve ölüyorum.
Almışım elime kalemi,
Âleme şahid oluyorum.
Açılırken kapılar ardına kadar
Büyük bir asalet beni karşılar.

Âleme kapanan, âlemlere açılan kapı, kütüphane.

Binlercesine kucak açmış
Rafların yavruları.
Cilt cilt, sayfa sayfa
Alın teri, emek, gözyaşı.
Güneş pencereden çekinerek
Okşarken parıltısını,
Aydınlatır kandilleri aydınlatan karanlıkları.
Âlem içinde âlemler, âlemler âdem için.
Bakarken heybetine kütüphanenin,
Korkuyorum bildiklerimden öte
Bilmediklerimden.

Emeğin yaprak yaprak yoğrulması, hamur.

Kütüphanenin tozlu raflarından
Çekerim sineme,
Akıl tarlasında hasat edilip, gönül helkesinde
Yoğrulmuş alın teri, gözyaşı ve emekle
Hamurun kokusunu.
Hislerime tercüman olamayıp
Düğümlenirken boğazıma kelimeler
Derin bir nefes alırım rüzgârından.

Mukaddes su, mürekkeb.

Karanlık gecelerin, en ıssız anında,
Kurt kuş börtü böcek
Yuvasına, kuyusuna çekilmişken,
Sessizlik ve selen
Oturup yıldız tahtına
Sekîneti ilan ettiği anda,
Uyurken beşer,
Tüm uyanıklığıyla geceler
Gözyaşlarını döker.
Geçerken bulutların süzgecinden
Kömür karası damlalar,
Ayın ondördünün narin parıltılarıyla şenlenir.
Bu damlalar gökyüzü kadar özgürce uçarak,
Bir cam muhafazaya konuverir.
Kömür gibi kapkara bu sıvıyı
Alır eline bir çocuk,
Beyin kıvrımlarında
Ve gönül sokaklarında
Dolaştırıp bastıktan sonra bağrına,
Sıkar onu sıkar ve gözleri kamaştıran,
Karanlıkları aydınlatan
Bir elmas gibi sunar bizlere.

Tutarken belinden bir kitabı,
Yapraklarını pır ettirir
Ve duyarsınız hamurun kokusunu,
Duyarsınız mürekkebin kokusunu.

Çiçek demeti, kitap.

Kucağında her renkten her çeşitten
Neşeli papatyalar, ağlayan karanfiller,
Gülümseyen güller, lal olmuş laleler,
Mor menekşeler toplamış,
Yanakları kızarmış
Ufak bir kız çocuğu misali.
Şefkatle örülmüş bir yelek korurken onu
Saf bir anne sevgisiyle
Seviyorum.

Kuytu bir ormanda bir alaca baykuş, kim?

Aynı zamanda
En sık ve en gür ağaçların,
Bilge çınarların, çetin cevizlerin,
Metin çamların, sağlam meşelerin
Dallarıyla ve kurumuş yaprakların
Üzerini örttüğü
Ölüm uyanıklığındaki topraktan fışkıran
Köklerin geçit vermediği ormanda,
Bir alaca baykuşun gözlerindeki
Ayın ondördünün yansıması kadar
Gizemlisin.

Bir bilinmezsin bilinmek isteyen.
Ben ise bilmek isteyen bir kâşifim.
Uzanırken ellerim göklere doğru
Tutar kalemi ve kavuşuncaya dek ayın ondördüne
Süzülürüm bir kelebeğin kanatlarında.

Kitapların secdesi.

Kitaplar, saf saf dizilmişler raflara.
Kıyamdalar, hazır oldalar.
Ne zaman kıymet bilen bir el uzanırsa onlara,
Önce rükûa eğilirler, secdeye sonrasında.
Ve açılır sineleri en asil duygularla.
Her satırını sağdan sola süzerken gözler,
Beyin kıvrımlarından gönül sokaklarına âlemleri nakşeder.
Gözler şahit olur her yaprakta ormanlara,
Ağaçlara, nehirlere, âleme, nizama.
Gözler şahit olur her satırda
Gecelere, aya, rüzgâra, bulutlara, göklere.
Şahit olur gönlü ve aklıyla kâinata.

Secde üstüne secde, nur üstüne nur, yakındır bilir o Rabbe.
Temas ettiği her an aklı sayfalara, mürekkebe.

Kâşifin keşfi, keşfin meşakkati.

Kâşif kaybolmak ister gecenin azizliğiyle ormanın karanlığında.
Her dereden su içip, her ağaçtan yemek ister.
Her çiçekten koklamak, her güzelliği görmek ister.
En sonunda ise toprakla örtülmek ister.
Kaybolmak ister varlığın karmaşasında
Ve buluşmak ister varlığın mutlak gayesiyle.
Kavuşmak ister ötelerin ötesine, sonun sonuna.

Aklı akılla cedelleşir.
Akıllı olanın aklı olur mu?
Akıllı olan teslim olur.

Veda, kavuşurken ayın ondördüne bir vefa.

Sarar bedenini solmuş yapraklar
Ve örter üstünü toprak tüm soğukluğuyla
İzlerken onu alaca baykuş.
Yatarken toprağın altında bu beden,
Uzanır göklere doğru fikir ağacının dalları.
Selamlarken alaca baykuşu, ağlar gökler bu vefaya.
Kavuşur böylece damlalar yeniden ve yeniden cam muhafazaya.

Yemin olsun.

Nun, kaleme ve yazdıklarına yemin olsun.
Yemin olsun mürekkebe ve onu sinesine çeken kaleme.
Yemin olsun satırlara, işlendiği yapraklara,
Onu muhafaza eden kitaba.
Yemin olsun hakikati anlamak ve tatmak için yazanlara, yazılanlara.
Yemin olsun satırları bitiren noktaya.
Sonu olan sona, sonsuzluğa…

Muhammed Abdullah
Kayıt Tarihi : 24.1.2015 19:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Muhammed Abdullah