Ne kadar yaşı varsa
Bir o kadar küçükmüş aslında
İnsan içindeki çocuğu nasıl öldürür bir mektup fark ettirdi bana
Kendimi gördüm
Kardeşimi gördüm içinde
Hala yaşıyorduk her bir kelimende
Çocuk gibi ağlamak istiyorum
Eleştiri rüzgarlarına kapılmadan
Yargılardan ırak
Yağmurlu bir yolda yürürken
Belki kaldırım taşı derman olur
Dertler beni bilmiyordu
Peşlerinden mütemadiyen koşan bendim
Farkındaydım
Belki de ben istiyordum, bilemiyorum
Rab'ın bana verdiği bir lütuf mu
Ya Da en ağır cezayı çekiyordum bu infaz masasında
Artık karanlıktan korkmuyorum,
Koca dolunay ışığında.
Acıyan gözyaşlarımla baş başa
Kulağımda hafif bir müzikle
Ne yapacağımı bilmeden
Sadece gecenin karanlığını izliyorum
Gün doğmadan başlar kararsızlıklar
Düşünceler gün doğmadan sarar beynimizi
Daha gün doğmadan yıpranırsın bir gece vakti
Keza ayrılıksa yüreğindeki
Gün doğana kadar yaş(n)arsın
Düşüncelerin seni yıpratana kadar dinçsin
Hayatta her şey biter
O kadar güzel anılar
O kadar güzel insanlar
Bir o kadar da zorluklar
Hapsinden kurtuldu mu hafızanın
Sarar beyinin saniyeler içinde
Öyle bir hayat ki
Kendini günahsız sananlar
En yüce makamları küçültenler
Nefsi hayatının bir parçası haline getiren hayat
Nefsinin önüne geçemez oldu
Günahlarından vazgeçemez oldu
Senaryo kuruluydu bile çoktan
Nelerle karşılaşacağımı,
Nasıl biteceğinin farkında idim.
Ancak insanoğlu işte
Hata yapmaktan asla vazgeçmedi...
İçime ağladım resmen
Boğazım tutuldu
Ancak akmadı bir damla yaş gözümden
Sadece sevebilir dedim
Asılsız bir hayat; koskoca
İçine sığamadığım
Küçükken can atardım
Bir tohumken hayal ederdim
Büyümeyi
Zira bir hevesti her çocuğun düşündüğü
Ama asla mutlu olamadığı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!