seni öyle sanmıştık...
kara bir bulut gibi, esmer bir umut gibi
şimşek çakışlı, yağmur bakışlı yâr gibi
yağmak için bir gönül arar gibi
seni öyle sanmıştık
bir görünüşün vardı, bir süzülüşün
yaklaştıkça bir büyüyüşün vardı
saçlarını savurup, yıldız tozları serpecektin yüzümüze
kadife ellerin en merhamet dileyen yerlerimize değecekti
bulut dolu gözlerin, ırmak ırmak boşalacak
başımızdan aşağıya bereket yağmurları indirecektin
zerrin parıltılar geldiğinin delili olacaktı...
uzaklardan, çok uzaklardan
bize yağmur yüklü bulut gibi görünen şeyin
amansız bir afet olduğunu
vurgundan sonra anladık...
bozgundan sonra anladık...
çekirge sürüsü gitmiş,
tarlada buğday bitmişti
işte bundandır;
yağmur yüklü bulutlardan kaçışımız
işte bundandır;
panjurların ardından bakışımız
işte bundandır;
şuh bakışları karşılıksız bırakışımız
iç çekişimiz, yetimliğimiz bundandır
çünkü biz, artık Nuh'un Gemisi'ne binmişiz.
03.01.2002
Ahmet BeyoğluKayıt Tarihi : 6.4.2006 16:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tebrikler.
TÜM YORUMLAR (2)