Hâlâ saçma bir şeydir yokluğun
Uzağında kanadıkça yaralar
Hâlâ ufaldıkça andığım, ayağının tozu kıvamında
Yayla kokuşlu gençliğim
Hâlâ afili bir şeydir yokluğun
Bana kalan çaresizlik naraları eşrafında
Müteakiben sustuğumuz, çoğunlukla susuzluğumuz
Dağların şiirsel yanlarını anlatırdın
Sen gidersin şimdi, sesin kalır bende
Koca şehre ağır gelir gülüşlerin
Tebessüm ettiğin her mesafe, bize mahsuben
Ve çoğu zaman müteakiben
Kimselere dönmedik yüzümüzü
Mezarlar için dualar biriktirdik
Hâlâ saçma bir şeydir seni anışım
Hâlâ tanıdıklara seni sormalarım
Bütün yaptıklarım belki yokluktan
Belki çoğu zaman yaptığımız gibi
Ve lakin susuzluğumuz, intikamdır biraz
Az daha zorlasak akşam olacak
Papatyalar biriktirirdik sana mahsuben
Zoraki yıldızlanmalar hep sanadır
Dağların türkülerinden bahsederdin
Kuşların söylediği sözlerden
Bulutlar dağlara her yakın geçtiğinde
Aklıma gelirdin destursuz, fütursuz
Çiçeklerin sokak aralarında
İntikamı mukaddes biraz daha
Zorlarsak akşam olacak, susarsak maazallah
Odamın aklına geliyorsun benle alakasız
Bir hayli kaygılıyım, aklımdasın, sarhoşum oldukça
Hüner yada meziyetmiş gibi seviyorum
Susarsam yârin doğum tarihi geliyor aklıma
Soldu duvardaki fotoğraflar sana dair
Sana ait ne varsa geçmişte
Geleceksiz bir hiçliktir artık
Fütursuz, destursuz sahipsiz
Gecenin asi yanı vardır biraz
Mavi saklambaçlar da cabası
Zorlasak akşam olacak ve belki de
Katiyen gelmezsin
Neredesin ne yapmaktasın bilmiyorum
Lakin hâlâ tanıdıklara seni soruyorum
Kaldırımlarda yürüdüğün ayak izlerini takip ediyorum
Ne seni getirecek bu beklentilerim
Fark etmez, seni beklemek de aşka dair
Senin için öldüğüm zaman
Mezarlarıma dualar biriktirip göçeceksin
Hâlâ saçma bir şey yokluğun
Hâlâ seni arıyorum tanımadığım yüzlerde
Kaybolduğum tüm tren sesleri seni getiriyor
Değişmişsin, tanıyamıyorum!
Dağlar şiirlerini yitirdi
Siyah ve beyaz susuyorsun
Fotoğrafının asılı durduğu duvar eskidi
Yıkılacak sana dair ne kadar duvar varsa…
Ve bütün şarkılar baştan başlayacak
Senden önceki zamanları fısıldarcasına
Eskiye dair kalmayacak lügat
Adını oluşturan harfler silinecek külliyen
Sular tersine akacak belki
İstesen de yadırgar bu saatten sonra seni yelkovan
Martı kanatları kıyılarda dolaşır
Bir susarsak akşam olacak
Yelkenler suya değdi
Ne yana eserse essin rüzgâr bu saatten sonra
Ne fayda?
Ağlama, daha yeni başlıyorum akşama
Daha yıldızlar kaydıracağız…
Bir dilek tutacağız, kıyamet kopacak
Nuh’un gemisine koşacaksın bir soluk
Bir bakacaksın sana yer kalmamış…
Kayıt Tarihi : 23.3.2010 21:34:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Osman Coşkun](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/03/23/nuh-un-gemisi-12.jpg)
bu gemide bana da yer var mı acaba.? muhteşem.
ustaca yazılmış harika çalışmanızı beğenerek okudum.. çok çok güzeldi..
kutlarım saygın kaleminizi ve sevgi dolu yüreğinizi..tam puan 10.
akçaydan selam ve saygılarımla.
İbrahim Yılmaz
NOT: wep sitem:
www.atlassiir.com
Daha yıldızlar kaydıracağız…
Bir dilek tutacağız, kıyamet kopacak
Nuh’un gemisine koşacaksın bir soluk
Bir bakacaksın sana yer kalmamış…...kaleminize sağlık.
TÜM YORUMLAR (3)