Gitme,
Gitmek kurtulmak değildir
Çoğu zaman…
Sevda örsünde aşk çekiciyle
Dövülmemiş miydik biz?
Kaldırım taşlarına yazıyorum adını,
Sevdamı yazıyorum kimsesiz sokaklara.
Ant içtim bir kere, ant içtim,
Adını yazacak kaldırım taşı kalmayıncaya kadar
Seveceğim seni.
Rüzgâr kokunu üfledi,
Gönül bitkin, kıran yedi,
Hiçbir şey olmamış gibi,
Yine ben seni aradım.
Gelen sordu, giden sordu,
Bu aşkı anlatamam, bu nasıl bir aşk?
Onca şiir, şarkı yazdım yine olmadı,
Bulutlar çoktandır restini çekti,
Hiç uğruna ağlamaktan gözlerim yandı.
Sessizliklerde ve kimsesizliklerde aradım seni…
Sende yakaladım hayatı kıskaçlarcasına,
Ruhumun yalanlar âleminde sendin emeli,
Bırakmaya niyetim yoktu asırlarcasına.
BİLİR MİSİN SEN?
Ölüm düşlü sokakların yaralı karanfili,
Akşamın güvercin kanatlarına tutunup
Gecenin girdabına uçuyorum...
Anlayacağın! Korkulara yürüyorum.
Ayaz vurdu gül bahçemize,
Başımızda hoyrat rüzgârlar vardı,
Gül mevsiminde, gül bitmiyordu,
Feryat Arş-ı Âlâ’ya ulaşıyordu,
Güneş batacağı yönü şaşırıyordu.
Senin aşkınla; Ferhat ile yoldaş oldum,
O şirine yandı, ben sana yandım.
Senin gözlerinle; Mecnunluğumun farkına vardım,
Mecnun gibi ben de aşk çöllerine daldım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!